Bin Yıl Daha Ülkesiz (Ciltli)

Stok Kodu:
9789755842455
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
436
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%34 indirimli
160,00TL
105,60TL
9789755842455
506134
Bin Yıl Daha Ülkesiz (Ciltli)
Bin Yıl Daha Ülkesiz (Ciltli)
105.60

Nurgül Özlü Solda son toplumcu derken Adnan Satıcı'nın kendisine ilişkin bir tanımlamasından veya bir deklârasyonundan söz etmiyorum. Baktığım yer, Satıcı'nın şiiriyle, içinde yer aldığı toplumcu gerçekçi kuşağın yazdığı şiir arasındaki ilişki biçimi, bu ilişkide yaşanılan gerilim ve bunun neticesinde, Satıcı'nın şiirinde ortaya çıkan dönüşümdür. Adnan Satıcı'nın bir şair olarak imgesi, şiirinin taşıdığı tinsel evrenin imgesinden daha ön planda oldu. 'Adnan Satıcı' dendiğinde akla ilk gelen, Satıcı'nın, poetik bir mevzi edinmeyi önemsemeyen coşkulu kişiliği idi; şiiriyle getirdiği tinsel dünya veya tinsel problemler alanı değil. Satıcı'nın, şair olarak oluşum sürecinin kendine özgü bir durumu vardır. Bu durumu, 'hızlandırılmışlık' olarak adlandıracağım. Olup biteni, olup biterken yakalamak, olup biten, oluş halinde iken ona dâhil olmak, kaygısıydı bu; ve kendinden önce gelene dâhil olmak şeklinde açığa çıkıyordu. Adnan Satıcı, bu dahil olma durumuna, ilk kitabı yayınlandığında gelmiş bir şairdi. İstediği yerin kendisine verilmesini beklememiş, onu kendisi koparıp almıştı.
(…) Adnan, beyaz değil, zenciydi. (…) / Yücel Kayıran

Adnan Satıcı, şairin tanık sandalyesinde oturan edilgin tavrını eleştirir. Eylemsellik adına diline ivme kazandırır. (…) Melih Cevdet Anday'ı Catallus'un kuşaktaşı sayar; kendisi de o yoldan giden muhalif ve cesur bir şairdir. / Nurgül Özlü
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 436

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Öteki Yayınevi

Nurgül Özlü Solda son toplumcu derken Adnan Satıcı'nın kendisine ilişkin bir tanımlamasından veya bir deklârasyonundan söz etmiyorum. Baktığım yer, Satıcı'nın şiiriyle, içinde yer aldığı toplumcu gerçekçi kuşağın yazdığı şiir arasındaki ilişki biçimi, bu ilişkide yaşanılan gerilim ve bunun neticesinde, Satıcı'nın şiirinde ortaya çıkan dönüşümdür. Adnan Satıcı'nın bir şair olarak imgesi, şiirinin taşıdığı tinsel evrenin imgesinden daha ön planda oldu. 'Adnan Satıcı' dendiğinde akla ilk gelen, Satıcı'nın, poetik bir mevzi edinmeyi önemsemeyen coşkulu kişiliği idi; şiiriyle getirdiği tinsel dünya veya tinsel problemler alanı değil. Satıcı'nın, şair olarak oluşum sürecinin kendine özgü bir durumu vardır. Bu durumu, 'hızlandırılmışlık' olarak adlandıracağım. Olup biteni, olup biterken yakalamak, olup biten, oluş halinde iken ona dâhil olmak, kaygısıydı bu; ve kendinden önce gelene dâhil olmak şeklinde açığa çıkıyordu. Adnan Satıcı, bu dahil olma durumuna, ilk kitabı yayınlandığında gelmiş bir şairdi. İstediği yerin kendisine verilmesini beklememiş, onu kendisi koparıp almıştı.
(…) Adnan, beyaz değil, zenciydi. (…) / Yücel Kayıran

Adnan Satıcı, şairin tanık sandalyesinde oturan edilgin tavrını eleştirir. Eylemsellik adına diline ivme kazandırır. (…) Melih Cevdet Anday'ı Catallus'un kuşaktaşı sayar; kendisi de o yoldan giden muhalif ve cesur bir şairdir. / Nurgül Özlü
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 436

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Öteki Yayınevi
Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 105,60    105,60   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat