Bürokrasi-Siyaset İlişkileri ve Türkiye

Stok Kodu:
9786059221474
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
384
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%20 indirimli
90,00TL
72,00TL
Tedarikçi Stoğu 2 Adet
9786059221474
504130
Bürokrasi-Siyaset İlişkileri ve Türkiye
Bürokrasi-Siyaset İlişkileri ve Türkiye
72.00

Demokratik kurum ve değerlerde sağlanan önemli gelişmelere rağmen devletin icra aracı konumundaki bürokrasinin demokrasi üzerindeki olumsuz etkileri güncelliğini korumaya devam etmektedir. Antik dönemde devlet, vergi toplama ve su kanallarının idaresi aracılığıyla kontrol ederdi. Oysa günümüzde devletin vatandaşla olan ilişkisi bir hayli gelişmiş ve yaygınlaşmış ağlar üzerinden sağlanmaktadır. Doğumdan ölüme kadar yaşamın her alanı bu ağlar tarafından çevrilmiştir. Otoyol ağları, hava yolu, tren yolları, finans ağları, banka sistemi, medya ağları, internet ağları, kamera ağları, sağlık ağları, güvenlik ağları, eğitim ağları, sanal ağlar gibi çok sayıda yönetsel ağ artık günümüz insanını kuşatmış durumdadır. Ağların böylesine yaygınlaşması birey açısından özgürlük kaybı ve sıkışmışlık duygusuna yol açmaktadır.

Bu çalışmanın üzerinde odaklaştığı sorun bu ağlardan insanlığın kurtarılması değil, bu ağların demokratik kontrolünün sağlanıp sağlanamayacağıdır. Bu nedenle sonuç bölümünden de yararlanılarak bürokrasinin gücünü azaltabilmenin yolları ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu husus siyasal rejimi ve siyasal sistemi ne olursa olsun başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün ülkelerde görülen demokrasinin asli bir ikilemidir. Devletin rolü azaltılarak ihmal edilebilir bir boyuta indirgendiğinde bu sorun kendiliğinden çözülür. Ancak devletin rolünü bu boyutlara indirgemek aynı zamanda düzensizlik ve kargaşaya evet demek anlamına gelir ve Hobbes'u haklı çıkarır. Oysa Locke'un öngördüğü gibi hem devletin devamını sağlamak hem de özgürlükleri koruyup bürokratik aygıtı demokratik sınırlar içinde tutmanın yollarını aramak gerekir.

Temel hak ve özgürlükler bir yandan devletin bürokratik cihazı tarafından yakın markaja alınırken öte yandan bu ağlar sayesinde bireyin her hareketi izlenmekte ve büyük bir mekanizmanın denetimine tabi tutulmaktadır. Böylesine yaygın bir kuşatma altında hak ve özgürlükleri gerektiği gibi kullanmak çok gerçekçi değildir. Devlet veya kamu otoriteleri her an özgürlükleri ortadan kaldırabilecekleri gibi önemli sınırlamalara tabi tutacakları imkanlara da sahiptirler. Teknolojik gelişme, demokrasi bakımından bazı olanaklar getirse bile onun kötüye kullanımı hem demokrasiyi hem de özgürlükleri olumsuz yönde etkileme potansiyeline sahiptir. Böyle bir ortamda hem özgürlüklerimizi koruma hem de demokratik değerleri güçlendirme adına bürokratik mekanizmanın gücünün denetlenmesi üzerinde durmak önemlidir. Çünkü ancak böylelikle etrafımızı kuşatan bütün bu ağların etkisi azaltılabilir ve insan yaşamı için en azından bazı pencereler açılabilir.

Demokratik kurum ve değerlerde sağlanan önemli gelişmelere rağmen devletin icra aracı konumundaki bürokrasinin demokrasi üzerindeki olumsuz etkileri güncelliğini korumaya devam etmektedir. Antik dönemde devlet, vergi toplama ve su kanallarının idaresi aracılığıyla kontrol ederdi. Oysa günümüzde devletin vatandaşla olan ilişkisi bir hayli gelişmiş ve yaygınlaşmış ağlar üzerinden sağlanmaktadır. Doğumdan ölüme kadar yaşamın her alanı bu ağlar tarafından çevrilmiştir. Otoyol ağları, hava yolu, tren yolları, finans ağları, banka sistemi, medya ağları, internet ağları, kamera ağları, sağlık ağları, güvenlik ağları, eğitim ağları, sanal ağlar gibi çok sayıda yönetsel ağ artık günümüz insanını kuşatmış durumdadır. Ağların böylesine yaygınlaşması birey açısından özgürlük kaybı ve sıkışmışlık duygusuna yol açmaktadır.

Bu çalışmanın üzerinde odaklaştığı sorun bu ağlardan insanlığın kurtarılması değil, bu ağların demokratik kontrolünün sağlanıp sağlanamayacağıdır. Bu nedenle sonuç bölümünden de yararlanılarak bürokrasinin gücünü azaltabilmenin yolları ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu husus siyasal rejimi ve siyasal sistemi ne olursa olsun başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün ülkelerde görülen demokrasinin asli bir ikilemidir. Devletin rolü azaltılarak ihmal edilebilir bir boyuta indirgendiğinde bu sorun kendiliğinden çözülür. Ancak devletin rolünü bu boyutlara indirgemek aynı zamanda düzensizlik ve kargaşaya evet demek anlamına gelir ve Hobbes'u haklı çıkarır. Oysa Locke'un öngördüğü gibi hem devletin devamını sağlamak hem de özgürlükleri koruyup bürokratik aygıtı demokratik sınırlar içinde tutmanın yollarını aramak gerekir.

Temel hak ve özgürlükler bir yandan devletin bürokratik cihazı tarafından yakın markaja alınırken öte yandan bu ağlar sayesinde bireyin her hareketi izlenmekte ve büyük bir mekanizmanın denetimine tabi tutulmaktadır. Böylesine yaygın bir kuşatma altında hak ve özgürlükleri gerektiği gibi kullanmak çok gerçekçi değildir. Devlet veya kamu otoriteleri her an özgürlükleri ortadan kaldırabilecekleri gibi önemli sınırlamalara tabi tutacakları imkanlara da sahiptirler. Teknolojik gelişme, demokrasi bakımından bazı olanaklar getirse bile onun kötüye kullanımı hem demokrasiyi hem de özgürlükleri olumsuz yönde etkileme potansiyeline sahiptir. Böyle bir ortamda hem özgürlüklerimizi koruma hem de demokratik değerleri güçlendirme adına bürokratik mekanizmanın gücünün denetlenmesi üzerinde durmak önemlidir. Çünkü ancak böylelikle etrafımızı kuşatan bütün bu ağların etkisi azaltılabilir ve insan yaşamı için en azından bazı pencereler açılabilir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat