Mehmet Akif İnan Çorak Toprakta Akan İnsan

Stok Kodu:
9786056887918
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
250
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2022-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%35 indirimli
170,00TL
110,50TL
9786056887918
587472
Mehmet Akif İnan
Mehmet Akif İnan Çorak Toprakta Akan İnsan
110.50

Sen Nerdesin?

Kardeşim, iki gözüm, yavrucuğum, gelip ve geçen günlerin bıkmadan, yorulmadan, sardığı ömür makarasının sana ait olduğunu idrakin ne vakit? Sana ne yapıyorsun dediğim zaman neden cevabın n'apalım vakit geçiriyoruz oluyor? Bu geçen kimin vaktidir?
Neden yalnız sokaklara dökülmekte mahirsin, bu ağlayan kütüphaneler kimin? İlme, fazilete giden yol hangisi?

Bir daha, geçmişi ve hali; senden evvelki nesli, kördüğüm olmuş içtimai problemleri bir türlü oluşa erdiremedikleri için beylik laflarla suçlama! Sen ne düşünüyorsun, hazırlığın ne, senin gayretin hangi yoldadır; bana kendinden haber ver ümidim, zavallım koç yiğidim?
Gelecekte yükleneceklerini neyinle taşıyacaksın, kaç adım gidebilip, Ay-Yıldızı nereye dikebileceksin; senden sonra yetişen gençlere göstereceğin yüzün hangisi olacak? Son nefesinin söndüreceği ömür lambasının senin için yüz karası olmamasını temin ne çeşittir?
Dünya üzerindeki mevkiini ve sana mutlak muhtaçlığı, gerekliliği; Anadolu'nun kaç asırdır rûhunda başlayacak asil inkılaba müştak ve nihayet batmaya yakın bir devrede belki de son halka olduğunu, tarihin en kritik devrinde boy gösterdiğini; silkinmezsen, artık topyekün silkinmeye bir daha mecal kalamayacağını keşfin ne zaman?

N'olur, herkesi geçmeden vazgeçtik, asra ulaşmayı gaye edinen bir cehtin olsun bari? Ah, neden gayen yalnız bir apartmanda mahpus? Asırlardır yavrusuna katıklı ekmek bulamayan Anadolu'nun felekleri inleten feryadına kulaklarına neden kapalı? Neden uçarılığın hayalindeki araba gibi?

Yetişir, elverir yavrucuğum bu derin gaflet, Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz! Silkinmek gerek, uyanmak, görmek gerek; gerçeklerde yanmak, ikbal kozasını örmek gerek!

Düstursa, geçmişte seni hükümran kılmış hususiyetlerin tekrar ihyası; senden koparılan senliklerin tekrar sana avdeti cengidir, bunu bil!
Erliğini kuşanmayan bir nesle bastığı toptan yükselen lanetleri duyuyor musun?

Ve her şeye rağmen senin beklendiğini duyuyor musun?

Çekilen bu sancıların sonunda gelen, sen ol bari!

Fatih'in İstanbul'u zaptettiği yaştasın!

Sen Nerdesin?

Kardeşim, iki gözüm, yavrucuğum, gelip ve geçen günlerin bıkmadan, yorulmadan, sardığı ömür makarasının sana ait olduğunu idrakin ne vakit? Sana ne yapıyorsun dediğim zaman neden cevabın n'apalım vakit geçiriyoruz oluyor? Bu geçen kimin vaktidir?
Neden yalnız sokaklara dökülmekte mahirsin, bu ağlayan kütüphaneler kimin? İlme, fazilete giden yol hangisi?

Bir daha, geçmişi ve hali; senden evvelki nesli, kördüğüm olmuş içtimai problemleri bir türlü oluşa erdiremedikleri için beylik laflarla suçlama! Sen ne düşünüyorsun, hazırlığın ne, senin gayretin hangi yoldadır; bana kendinden haber ver ümidim, zavallım koç yiğidim?
Gelecekte yükleneceklerini neyinle taşıyacaksın, kaç adım gidebilip, Ay-Yıldızı nereye dikebileceksin; senden sonra yetişen gençlere göstereceğin yüzün hangisi olacak? Son nefesinin söndüreceği ömür lambasının senin için yüz karası olmamasını temin ne çeşittir?
Dünya üzerindeki mevkiini ve sana mutlak muhtaçlığı, gerekliliği; Anadolu'nun kaç asırdır rûhunda başlayacak asil inkılaba müştak ve nihayet batmaya yakın bir devrede belki de son halka olduğunu, tarihin en kritik devrinde boy gösterdiğini; silkinmezsen, artık topyekün silkinmeye bir daha mecal kalamayacağını keşfin ne zaman?

N'olur, herkesi geçmeden vazgeçtik, asra ulaşmayı gaye edinen bir cehtin olsun bari? Ah, neden gayen yalnız bir apartmanda mahpus? Asırlardır yavrusuna katıklı ekmek bulamayan Anadolu'nun felekleri inleten feryadına kulaklarına neden kapalı? Neden uçarılığın hayalindeki araba gibi?

Yetişir, elverir yavrucuğum bu derin gaflet, Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz! Silkinmek gerek, uyanmak, görmek gerek; gerçeklerde yanmak, ikbal kozasını örmek gerek!

Düstursa, geçmişte seni hükümran kılmış hususiyetlerin tekrar ihyası; senden koparılan senliklerin tekrar sana avdeti cengidir, bunu bil!
Erliğini kuşanmayan bir nesle bastığı toptan yükselen lanetleri duyuyor musun?

Ve her şeye rağmen senin beklendiğini duyuyor musun?

Çekilen bu sancıların sonunda gelen, sen ol bari!

Fatih'in İstanbul'u zaptettiği yaştasın!

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat