1980 Sonrası Kadın Yazarların Romanlarında Annelik

Stok Kodu:
9786257669382
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
480
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%25 indirimli
365,00TL
273,75TL
Taksitli fiyat: 1 x 273,75TL
Tedarikçi Stoğu 5 Adet
9786257669382
449218
1980 Sonrası Kadın Yazarların Romanlarında Annelik
1980 Sonrası Kadın Yazarların Romanlarında Annelik
273.75

Anneliğin yansıdığı önemli alanlardan biri olarak edebiyat, hem içinde şekillendiği devrin makbul annelik tanımlarını ve anneliğe dair genel kabullerini yansıtır, hem de bunların yeniden üretilmesine ya da dönüştürülmesine etki eder. Annelik bir sorunsal olarak kabul edildiğinde, odaklanılan eserlerin mevcut annelik kavramını kabul edip yeniden üretenler değil bu kavramı farklı açılardan irdeleyenler olması gerekmektedir.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de annelik kavramının kültürel bağlamda tartışılması kadın hareketinin yükselmesi ve kadın edebiyatının zenginleşmesi ile mümkün olmuştur. Annelik kavramının idealleştirilen, kutsallaştırılan, tek tipleştirilen bir kimliği değil deneyimlenen, insanca/kusurlu, özgül bir kimlik olarak anlatısal yansımalarını kadın yazarların üretimlerinde bulmak mümkündür. Özellikle 1980'den sonra, siyasi ve toplumsal atmosferin de etkisiyle, bireysel olanın edebî metnin merkezine yerleşmesi ve kadınların edebiyat kamusunda seslerinin, görünürlüklerinin artması mümkün olmuştur.

Bu çalışmada daha derinlikli bulgulara ulaşabilmek adına 1980 ve sonrasında yayımlanan romanlar incelenmiştir. Bu romanların yarattığı dönüşüm ve inşa ettikleri anlatı sayesinde Türk edebiyatında “anne”nin yaygınlıkla bir stereotip olarak, makbul annelik vasıflarını yansıtır biçimde çizilmesinden, bu makbul kalıplara uymuyorsa da ötekileştirilmesinden öte annelik, değişken, özgül, tartışılabilir, kutsal değil insani, ideallere değil deneyimlere yaslanan kadın merkezli bir bakış açısı ile biçimlendirilmiş bir kimlik olarak kurulmuştur. Bu yönüyle hem edebiyatın tematik olarak zenginleşmesine hem de anlatısal olarak yenilenmesine ve özgürleşmesine katkı sağlanmıştır.

Anneliğin yansıdığı önemli alanlardan biri olarak edebiyat, hem içinde şekillendiği devrin makbul annelik tanımlarını ve anneliğe dair genel kabullerini yansıtır, hem de bunların yeniden üretilmesine ya da dönüştürülmesine etki eder. Annelik bir sorunsal olarak kabul edildiğinde, odaklanılan eserlerin mevcut annelik kavramını kabul edip yeniden üretenler değil bu kavramı farklı açılardan irdeleyenler olması gerekmektedir.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de annelik kavramının kültürel bağlamda tartışılması kadın hareketinin yükselmesi ve kadın edebiyatının zenginleşmesi ile mümkün olmuştur. Annelik kavramının idealleştirilen, kutsallaştırılan, tek tipleştirilen bir kimliği değil deneyimlenen, insanca/kusurlu, özgül bir kimlik olarak anlatısal yansımalarını kadın yazarların üretimlerinde bulmak mümkündür. Özellikle 1980'den sonra, siyasi ve toplumsal atmosferin de etkisiyle, bireysel olanın edebî metnin merkezine yerleşmesi ve kadınların edebiyat kamusunda seslerinin, görünürlüklerinin artması mümkün olmuştur.

Bu çalışmada daha derinlikli bulgulara ulaşabilmek adına 1980 ve sonrasında yayımlanan romanlar incelenmiştir. Bu romanların yarattığı dönüşüm ve inşa ettikleri anlatı sayesinde Türk edebiyatında “anne”nin yaygınlıkla bir stereotip olarak, makbul annelik vasıflarını yansıtır biçimde çizilmesinden, bu makbul kalıplara uymuyorsa da ötekileştirilmesinden öte annelik, değişken, özgül, tartışılabilir, kutsal değil insani, ideallere değil deneyimlere yaslanan kadın merkezli bir bakış açısı ile biçimlendirilmiş bir kimlik olarak kurulmuştur. Bu yönüyle hem edebiyatın tematik olarak zenginleşmesine hem de anlatısal olarak yenilenmesine ve özgürleşmesine katkı sağlanmıştır.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 273,75    273,75   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat