2000'li Yıllarda Türk Kamu Yönetiminde Erozyon ve Örgütsel Kayıplar

Stok Kodu:
9786257424233
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
134
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
150,00TL
112,50TL
Taksitli fiyat: 1 x 112,50TL
Tedarikçi Stoğu 8 Adet
9786257424233
710899
2000'li Yıllarda Türk Kamu Yönetiminde Erozyon ve Örgütsel Kayıplar
2000'li Yıllarda Türk Kamu Yönetiminde Erozyon ve Örgütsel Kayıplar
112.50

Yeni Sağ’ın ve neo-liberal akımların Türkiye’de kamu yönetimini ve siyasal düzenini şekillendirme süreci neredeyse yarım yüzyıllık bir tarihe sahiptir. Bu şekillendirmeler reform başlıkları ile politika gündemine taşınmış ve devleti özel sektör lehine küçülten bir sürece girilmiştir. Kamu yönetiminin örgütsel yapısı da kurumsal olarak yeniden yapılandırma gerekçesiyle bu reform dalgasından payını almış ve 2000’li yıllara kadar sürekli bir reform ve özelleştirme süreci ile kamu yönetimi geleneklerinden ve rasyonel örgütlenme düzeninden koparılmıştır. 2001 yılında yaşanan ekonomik ve siyasi krizin ardından ise AKP’nin kesintisiz olarak iktidarda olduğu 20 yıllık bir dönemde önceki yirmi yılda yapılan özelleştirmelerin çok daha fazlası yapılmış, devletin elinde kalan KİTler neredeyse tamamen özelleştirilmiş, özelleştirme dışında da farklı enstrümanlar kullanılarak, sağlık, eğitim ve ulaştırma başta olmak üzere kamu hizmeti alanları büyük ölçüde özel sektörün egemenliğine bırakılmıştır.

Kamusal alandaki bu hızlı dönüşüm Anayasada yapılan köklü değişikliklerle anayasal düzenin, özellikle kamu yönetiminin içinde yer aldığı yürütme gücünün de yapısal olarak değişmesi ve Başkanlık sistemine devredilmesi ile beraber yeni bir ivme kazanmıştır. Bu devir sırasında birçok kamu kurum ve kuruluşu kapatılmış veya eski düzeninden kopartılarak baştan ihdas edilmiştir. Bu aşamadan sonra yapılan düzenlemeler ise ontolojik ve semantik olarak reform başlığı altında da incelenemeyecek bir kimlik kazanmıştır. Artık Türk kamu yönetiminde geleneksel olarak tanımlanabilecek veya geleneklerini sürdürebilen tek bir kurum kalmadığı, bütün yönetim bilgi ve birikiminin erozyona uğradığı argümanı güçlü bir iddia olarak karşımızdadır. . Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, Bomonti İlaç Fabrikası, DPT, Et ve Balık Kurumu örneklerinde olduğu gibi kapatılan kamu kurum ve kuruluşlarının bir bölümünün eksikliği hemen hissedilmiştir. Askeri eğitim kurumları, TODAİE, Maliye Bakanlığı, DPB gibi diğerlerinde yaşanan erozyonun sonuçlarının ise yakın bir gelecekte ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Bu kitap yöntemsel olarak reformlar ve sistem değişikliği nedeniyle kapatılan, kimliği, gelenekleri ve isimleri değiştirilen kamu kurum ve kuruluşlarının analizi üzerinden, Türk kamu yönetiminde yaşanan bu erozyonu tespit etmeyi amaçlamaktadır. Kitabımız yönetim bilimi/kamu yönetimi alanında çalışan akademisyenlerden oluşan bir ekip tarafından bu iddianın temellendirilmesine yönelik bulguları ortaya koyma iddiasıyla hazırlanmış olup, bu alanda yapılacak daha ileri çalışmalar için de bir patika açmayı hedeflemektedir.

Yeni Sağ’ın ve neo-liberal akımların Türkiye’de kamu yönetimini ve siyasal düzenini şekillendirme süreci neredeyse yarım yüzyıllık bir tarihe sahiptir. Bu şekillendirmeler reform başlıkları ile politika gündemine taşınmış ve devleti özel sektör lehine küçülten bir sürece girilmiştir. Kamu yönetiminin örgütsel yapısı da kurumsal olarak yeniden yapılandırma gerekçesiyle bu reform dalgasından payını almış ve 2000’li yıllara kadar sürekli bir reform ve özelleştirme süreci ile kamu yönetimi geleneklerinden ve rasyonel örgütlenme düzeninden koparılmıştır. 2001 yılında yaşanan ekonomik ve siyasi krizin ardından ise AKP’nin kesintisiz olarak iktidarda olduğu 20 yıllık bir dönemde önceki yirmi yılda yapılan özelleştirmelerin çok daha fazlası yapılmış, devletin elinde kalan KİTler neredeyse tamamen özelleştirilmiş, özelleştirme dışında da farklı enstrümanlar kullanılarak, sağlık, eğitim ve ulaştırma başta olmak üzere kamu hizmeti alanları büyük ölçüde özel sektörün egemenliğine bırakılmıştır.

Kamusal alandaki bu hızlı dönüşüm Anayasada yapılan köklü değişikliklerle anayasal düzenin, özellikle kamu yönetiminin içinde yer aldığı yürütme gücünün de yapısal olarak değişmesi ve Başkanlık sistemine devredilmesi ile beraber yeni bir ivme kazanmıştır. Bu devir sırasında birçok kamu kurum ve kuruluşu kapatılmış veya eski düzeninden kopartılarak baştan ihdas edilmiştir. Bu aşamadan sonra yapılan düzenlemeler ise ontolojik ve semantik olarak reform başlığı altında da incelenemeyecek bir kimlik kazanmıştır. Artık Türk kamu yönetiminde geleneksel olarak tanımlanabilecek veya geleneklerini sürdürebilen tek bir kurum kalmadığı, bütün yönetim bilgi ve birikiminin erozyona uğradığı argümanı güçlü bir iddia olarak karşımızdadır. . Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, Bomonti İlaç Fabrikası, DPT, Et ve Balık Kurumu örneklerinde olduğu gibi kapatılan kamu kurum ve kuruluşlarının bir bölümünün eksikliği hemen hissedilmiştir. Askeri eğitim kurumları, TODAİE, Maliye Bakanlığı, DPB gibi diğerlerinde yaşanan erozyonun sonuçlarının ise yakın bir gelecekte ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Bu kitap yöntemsel olarak reformlar ve sistem değişikliği nedeniyle kapatılan, kimliği, gelenekleri ve isimleri değiştirilen kamu kurum ve kuruluşlarının analizi üzerinden, Türk kamu yönetiminde yaşanan bu erozyonu tespit etmeyi amaçlamaktadır. Kitabımız yönetim bilimi/kamu yönetimi alanında çalışan akademisyenlerden oluşan bir ekip tarafından bu iddianın temellendirilmesine yönelik bulguları ortaya koyma iddiasıyla hazırlanmış olup, bu alanda yapılacak daha ileri çalışmalar için de bir patika açmayı hedeflemektedir.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 112,50    112,50   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat