Bakırköy Akıl Hastanesi’nin Gizli Tarihi

Stok Kodu:
9786054054190
Boyut:
16x23
Sayfa Sayısı:
551
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2018-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%32 indirimli
435,00TL
295,80TL
Taksitli fiyat: 1 x 295,80TL
Tedarikçi Stoğu 10 Adet
9786054054190
407507
Bakırköy Akıl Hastanesi’nin Gizli Tarihi
Bakırköy Akıl Hastanesi’nin Gizli Tarihi
295.80

“Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi”, yazarları ve anlattıklarıyla başka hiçbir kitaba benzemiyor! Kimilerimizin önünden geçtiği, kimilerimizin şakalarına konu yaptığı, ama pek azımızın “içerde” neler olup bittiğinden haberdar olduğu “Bakırköy” hakkında birinci elden bilgiler, anılar, anekdotlar bu kitapta toplanıyor! Kimler yok ki bu çılgın projede… Doktorlar, hemşireler, avukatlar, bir bahçıvan ve bir de fotoğrafçı. Her biri, Bakırköy imgesinin kendi dünyasındaki yansımasını anlatıyor. Yazıların kimi ciddi, kimi eğlenceli, kimi ise hiçbir tarife sığmıyor!

“Hasta, ‘İster ver ister verme' dedi, ‘Ben on iki seneden beri içerideyim. Altı cinayetim var, sen yedincisi olursun. Benim için cezaevi daha rahat olur'”.

“… Sanırım o da rahmetli oldu. En son, ayağı tromboflebit olmuş, fil gibi şişmişti. ‘Hastanede ölmek yerine, Ali Sami Yen Stadı'nda ölürüm!' diyordu.”

“Bir hasta yatmıştı. Dosyasında, çıplak bir şekilde E-5'i trafiğe kapattığı için polis tarafından getirildiği notu vardı. Bunu neden yaptığını sorduğumda, ‘ceketkaplumbağaseykobeşezdiler' dedi manisinin verdiği hızla, tek kelimeymiş gibi. Sonradan anladım ki, bir kaplumbağanın ezildiğini görünce sinirlenmiş, yolun ortasına dikilmiş; insanlar sağından solundan geçmeyi sürdürünce, soyunup giysilerini ve saatini (Seiko 5) koyarak yolu kesmeye çalışmış ama onları da ezerek geçmişler.”

“Bir iki ay bile geçmeden karşılaştığım realite, hayal edebildiğim her şeyden daha acıklıydı; gerçek şu ki, Foucault burayı görseydi hapishaneden değil, Nazi toplama kamplarından söz ederdi…”

“'Ya sen beni bıraktın gittin, tepemde bu adamlar hiç rahat vermediler bana' dedi. ‘Dede hangi adamlar, kimse yok', dedim. ‘Yok kızım, durmadan kalk kalk diyorlar.' Anladım ki, oturduğu çamın tepesinde kargalar ‘gak, gak, gak' ötüyorlardı. O sesleri ‘kalk' anlamıştı. Çok güldüm. Ben onu onların karga olduğuna inandıramazdım, o da beni adam olduklarına inandıramazdı. O da rahmetli oldu…”

“Bakırköy Akıl Hastanesi'nin Gizli Tarihi”, yazarları ve anlattıklarıyla başka hiçbir kitaba benzemiyor! Kimilerimizin önünden geçtiği, kimilerimizin şakalarına konu yaptığı, ama pek azımızın “içerde” neler olup bittiğinden haberdar olduğu “Bakırköy” hakkında birinci elden bilgiler, anılar, anekdotlar bu kitapta toplanıyor! Kimler yok ki bu çılgın projede… Doktorlar, hemşireler, avukatlar, bir bahçıvan ve bir de fotoğrafçı. Her biri, Bakırköy imgesinin kendi dünyasındaki yansımasını anlatıyor. Yazıların kimi ciddi, kimi eğlenceli, kimi ise hiçbir tarife sığmıyor!

“Hasta, ‘İster ver ister verme' dedi, ‘Ben on iki seneden beri içerideyim. Altı cinayetim var, sen yedincisi olursun. Benim için cezaevi daha rahat olur'”.

“… Sanırım o da rahmetli oldu. En son, ayağı tromboflebit olmuş, fil gibi şişmişti. ‘Hastanede ölmek yerine, Ali Sami Yen Stadı'nda ölürüm!' diyordu.”

“Bir hasta yatmıştı. Dosyasında, çıplak bir şekilde E-5'i trafiğe kapattığı için polis tarafından getirildiği notu vardı. Bunu neden yaptığını sorduğumda, ‘ceketkaplumbağaseykobeşezdiler' dedi manisinin verdiği hızla, tek kelimeymiş gibi. Sonradan anladım ki, bir kaplumbağanın ezildiğini görünce sinirlenmiş, yolun ortasına dikilmiş; insanlar sağından solundan geçmeyi sürdürünce, soyunup giysilerini ve saatini (Seiko 5) koyarak yolu kesmeye çalışmış ama onları da ezerek geçmişler.”

“Bir iki ay bile geçmeden karşılaştığım realite, hayal edebildiğim her şeyden daha acıklıydı; gerçek şu ki, Foucault burayı görseydi hapishaneden değil, Nazi toplama kamplarından söz ederdi…”

“'Ya sen beni bıraktın gittin, tepemde bu adamlar hiç rahat vermediler bana' dedi. ‘Dede hangi adamlar, kimse yok', dedim. ‘Yok kızım, durmadan kalk kalk diyorlar.' Anladım ki, oturduğu çamın tepesinde kargalar ‘gak, gak, gak' ötüyorlardı. O sesleri ‘kalk' anlamıştı. Çok güldüm. Ben onu onların karga olduğuna inandıramazdım, o da beni adam olduklarına inandıramazdı. O da rahmetli oldu…”

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 295,80    295,80   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat