Ekmek Yoksa Abur Cubur Yesinler Kapitalizm Açlığı ve Obeziteyi Nasıl Yarattı?

Stok Kodu:
9789756056820
Boyut:
20x14
Sayfa Sayısı:
328
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
419,00TL
293,30TL
Taksitli fiyat: 1 x 293,30TL
Tedarikçi Stoğu 18 Adet
9789756056820
559226
Ekmek Yoksa Abur Cubur Yesinler
Ekmek Yoksa Abur Cubur Yesinler Kapitalizm Açlığı ve Obeziteyi Nasıl Yarattı?
293.30

Fransız Devrimi'nden bir süre önce, Kraliçe Marie Antoinette, halkın yiyecek ekmeği olmadığı söylendiğinde şöyle demişti: “Ekmek yoksa pasta yesinler.” Bugün, Marie Antoinette'in yerini dev gıda şirketleri ve onların etkisi altındaki devletler almış bulunuyor.

Dünya nüfusunun dörtte biri “fazla kilolarıyla” savaşırken diğer dörtte biri açlıkla boğuşuyor. Yani dünya nüfusun yarısı kötü besleniyor. Kötü beslenmenin ötesinde zehirleniyor. Sofraları şeker, soya, katkı maddesi ve tarım ilacı kalıntılarıyla dolu, GDO'lu yiyecekler dolduruyor. Reklamlarla manipüle edilen insanlar, özellikle de çocuklar, fast-food bağımlısı oluyor. Obezite “salgını” büyüyor, kanser oranı artıyor. Küçük çiftlikler ortadan kalktıkça dev tarım arazileri ve vahim durumdaki besi çiftlikleri yayılıyor. Ormansızlaşma, çevre kirliliği, toprak verimsizliği, zehirlilik artarken tür çeşitliliği azalıyor ve doğaya geri dönüşü olmayan hasarlar veriliyor. Doğanın bir parçası olan bedenimizin ekolojik dengesi bozuluyor. Küresel gıda krizi her yönüyle alarm verirken şirketler kârlarını artırmaya devam ediyor.

İşte bu yüzden, dev gıda şirketlerinin ve devletlerin yarattıkları bu küresel gıda krizine karşı kayıtsızlığı en iyi bu cümle özetliyor: “Ekmek yoksa abur cubur yesinler.”

Fransız Devrimi'nden bir süre önce, Kraliçe Marie Antoinette, halkın yiyecek ekmeği olmadığı söylendiğinde şöyle demişti: “Ekmek yoksa pasta yesinler.” Bugün, Marie Antoinette'in yerini dev gıda şirketleri ve onların etkisi altındaki devletler almış bulunuyor.

Dünya nüfusunun dörtte biri “fazla kilolarıyla” savaşırken diğer dörtte biri açlıkla boğuşuyor. Yani dünya nüfusun yarısı kötü besleniyor. Kötü beslenmenin ötesinde zehirleniyor. Sofraları şeker, soya, katkı maddesi ve tarım ilacı kalıntılarıyla dolu, GDO'lu yiyecekler dolduruyor. Reklamlarla manipüle edilen insanlar, özellikle de çocuklar, fast-food bağımlısı oluyor. Obezite “salgını” büyüyor, kanser oranı artıyor. Küçük çiftlikler ortadan kalktıkça dev tarım arazileri ve vahim durumdaki besi çiftlikleri yayılıyor. Ormansızlaşma, çevre kirliliği, toprak verimsizliği, zehirlilik artarken tür çeşitliliği azalıyor ve doğaya geri dönüşü olmayan hasarlar veriliyor. Doğanın bir parçası olan bedenimizin ekolojik dengesi bozuluyor. Küresel gıda krizi her yönüyle alarm verirken şirketler kârlarını artırmaya devam ediyor.

İşte bu yüzden, dev gıda şirketlerinin ve devletlerin yarattıkları bu küresel gıda krizine karşı kayıtsızlığı en iyi bu cümle özetliyor: “Ekmek yoksa abur cubur yesinler.”

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 293,30    293,30   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat