Genel Kamu Hukuku

Stok Kodu:
9786053006657
Boyut:
16x23.5
Sayfa Sayısı:
358
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
%10 indirimli
59,00TL
53,10TL
9786053006657
679618
Genel Kamu Hukuku
Genel Kamu Hukuku
53.10

Genel kamu hukuku “devlet” denilen en ileri ve yaygın toplumsal örgütlenmeyi konu edinmektedir. Devlet ise toplum içinde yaşayan herkesi derinden etkileyen, dolayısıyla yakından ilgilendiren bir olgudur. Devlet önemini günümüzde de korumaktadır. Devlet anlaşılmadan onun içinde oluşan ve uygulanan hukukun da anlaşılması mümkün olmaz. Bu açıdan hukuk öğrencileri için devleti anlamak ve tanımak, aynı zamanda iyi bir hukukçu olabilmenin de ön koşuludur. Özellikle devlette görev alacaklar ile kamusal aktivitelerde ve siyasette rol almayı amaçlayanlar açısından devlet olgusunu bütüncül bir şekilde anlamak ve kavramak çok daha önemlidir.

Ülkemizde ilk olarak “umumi amme hukuku” adı altında ayrı bir disiplin ve ders olarak hukuk fakültelerinde öğretilmeye başlanmasından itibaren, genel kamu hukuku alanında, çok değerli eserler verilmiştir. Artık klasikleşen eserlerin yansıra son yıllarda bu alanda değerli bilim adamlarımızca yeni eserler yayımlandığını görmek te memnuniyet vericidir.

Bu kitabın çıkış noktası, yarım dönemlik ve haftada iki saatlik bir ders çerçevesinde öğrencilerimize devlete ilişkin temel bilgileri karşılaştırmaya imkân verecek bir sistematik çerçevesinde vermek ve onlarda bu konuda hayat boyu sürecek bir ilgi ve farkındalık oluşturabilmektedir. Gençlerimize, ünlü sosyolog ve düşünür Cemil Meriç’in şu sözünü daima hatırlarında tutmalarını öneririm: “Bilmek demek, karşılaştırmak, mukayese edebilmek demek.” Dolayısıyla hem batı medeniyetinin, hem kendi medeniyetimizin toplum ve devlet teorilerini ve teorisyenlerini tanımadıkça mukayese de mümkün olamayacağından sağlıklı bir devlet bilgisine sahip olunamaz.

Kitabımızın içerik ve kapsamını belirlerken farklı ve özgün bir yöntem izledik. Önce girişte Batı’dan 20. yüzyılın ünlü ve özgün kamu hukukçusu Léon Duguit’ten, Doğu’dan ise 14. yüzyıl’da yaşamış ünlü kamu hukukçusu İbn Haldun’dan hukuk biliminin de bir parçasını oluşturduğu sosyal bilimlere ilişkin oldukça güncel yaklaşımlar içeren alıntılara yer verdik. İlk bölümde, genel kamu hukuku disiplinine ve dersine ilişkin açıklamalar yaptık. İzleyen bölümde günümüzdeki devlet olgusunu ve kurumunu genel çizgileriyle kavramayı sağlayacak olan modern devleti ele aldık. Bundan sonraki bölümlerde çağlara göre, belli başlı batılı ve Müslüman devlet ve siyaset düşünürleri üzerinden devletin tarihsel ve teorik gelişimini inceledik. Tüm siyasal düşünürlerin görüşlerini aktarmak mümkün olmadığından devletin kaynağına ilişkin teorilere ayrı bir bölüm olarak yer verdik. Son olarak ise devlet iktidarının sınırlandırılmasına ve bu bağlamda insan haklarına değindik. 

Çalışmamızda, devlet düşünürü de kabul edilen İbn Rüşd, Farabi ve İbn Sina gibi Müslüman filozoflar ile bilginlerin yanısıra kamu hukukçusu olarak da öne çıkan Gazali ve Maverdi gibi bilginlere de yer verdik. Bunun yanı sıra Mevlana, Sadi ve Cami gibi bilge Müslüman düşünürlerin toplum, devlet ve adalet görüşlerini aktardık. Tursun Bey, Taşköprülüzade ve Kınalızâde gibi Osmanlı düşünürlerinin siyasi görüşlerine ve bu konudaki eserlerine de değindik. Ayrıca her çağ için ilgili bölümlerde, önemli düşünürler olarak gördüğümüz, ancak kitabımızda düşünce ve görüşlerini ayrıntılı olarak ele alamadığımız kimi düşünürlere ilişkin de kısa açıklamalar yaptık. Böylece okuyucunun batı ve doğu devlet düşüncesinin ayrıştığı ve ortaklaştığı yönler ile karşılıklı etkileşimlerini gözlemleme imkânı bulabilmesini amaçladık. Okuyucunun fark edeceği gibi devlet adamları mekânı fethederken düşünürler ve bilgeler zamanı fethetmektedirler.

14. yüzyılın ünlü Müslüman bilgin ve düşünürü İbn Haldun batılı yazarlar tarafından ağırlıklı olarak evrensel bir tarihçi, sosyolog, tarih felsefecisi ve modern bir ekonomist gibi nitelendirmelerle anılsa da, devlet teorisi alanında da zirve bir kamu hukukçusudur. Meşhur eseri Mukaddime’nin üçte birini bilimsel ve sosyolojik bir yöntemle ele aldığı toplumsal hayat, iktidar ve devlet ile bunlarla ilgili konulara ayırmıştır. Bu nedenle çalışmada özgün bir yöntem izledik. Ele aldığımız bütün başlıklara ilişkin İbn Haldun’un toplum, devlet, adalet ve insan hakları teorilerini de Mukaddime’den hareketle açıkladık. Mukaddime, adeta genel kamu hukuku, hukuk sosyolojisi ile hukuk ve adalet felsefesi alanlarında hukukçular açısından işletilmeyi ve yararlanılmayı bekleyen değerli bir cevherdir.

Çalışmayı bir ders kitabı olarak düşündüğümüz ve okunmasını kolaylaştırmayı amaçladığımız için mümkün olduğunca konuları özlü bir şekilde ele almaya ve sade bir dil kullanmaya çalıştık. Yine aynı nedenle, atıfları dipnot şeklinde değil de kitabın en zorunda son notlar olarak vermeyi tercih ettik.

Genel kamu hukuku “devlet” denilen en ileri ve yaygın toplumsal örgütlenmeyi konu edinmektedir. Devlet ise toplum içinde yaşayan herkesi derinden etkileyen, dolayısıyla yakından ilgilendiren bir olgudur. Devlet önemini günümüzde de korumaktadır. Devlet anlaşılmadan onun içinde oluşan ve uygulanan hukukun da anlaşılması mümkün olmaz. Bu açıdan hukuk öğrencileri için devleti anlamak ve tanımak, aynı zamanda iyi bir hukukçu olabilmenin de ön koşuludur. Özellikle devlette görev alacaklar ile kamusal aktivitelerde ve siyasette rol almayı amaçlayanlar açısından devlet olgusunu bütüncül bir şekilde anlamak ve kavramak çok daha önemlidir.

Ülkemizde ilk olarak “umumi amme hukuku” adı altında ayrı bir disiplin ve ders olarak hukuk fakültelerinde öğretilmeye başlanmasından itibaren, genel kamu hukuku alanında, çok değerli eserler verilmiştir. Artık klasikleşen eserlerin yansıra son yıllarda bu alanda değerli bilim adamlarımızca yeni eserler yayımlandığını görmek te memnuniyet vericidir.

Bu kitabın çıkış noktası, yarım dönemlik ve haftada iki saatlik bir ders çerçevesinde öğrencilerimize devlete ilişkin temel bilgileri karşılaştırmaya imkân verecek bir sistematik çerçevesinde vermek ve onlarda bu konuda hayat boyu sürecek bir ilgi ve farkındalık oluşturabilmektedir. Gençlerimize, ünlü sosyolog ve düşünür Cemil Meriç’in şu sözünü daima hatırlarında tutmalarını öneririm: “Bilmek demek, karşılaştırmak, mukayese edebilmek demek.” Dolayısıyla hem batı medeniyetinin, hem kendi medeniyetimizin toplum ve devlet teorilerini ve teorisyenlerini tanımadıkça mukayese de mümkün olamayacağından sağlıklı bir devlet bilgisine sahip olunamaz.

Kitabımızın içerik ve kapsamını belirlerken farklı ve özgün bir yöntem izledik. Önce girişte Batı’dan 20. yüzyılın ünlü ve özgün kamu hukukçusu Léon Duguit’ten, Doğu’dan ise 14. yüzyıl’da yaşamış ünlü kamu hukukçusu İbn Haldun’dan hukuk biliminin de bir parçasını oluşturduğu sosyal bilimlere ilişkin oldukça güncel yaklaşımlar içeren alıntılara yer verdik. İlk bölümde, genel kamu hukuku disiplinine ve dersine ilişkin açıklamalar yaptık. İzleyen bölümde günümüzdeki devlet olgusunu ve kurumunu genel çizgileriyle kavramayı sağlayacak olan modern devleti ele aldık. Bundan sonraki bölümlerde çağlara göre, belli başlı batılı ve Müslüman devlet ve siyaset düşünürleri üzerinden devletin tarihsel ve teorik gelişimini inceledik. Tüm siyasal düşünürlerin görüşlerini aktarmak mümkün olmadığından devletin kaynağına ilişkin teorilere ayrı bir bölüm olarak yer verdik. Son olarak ise devlet iktidarının sınırlandırılmasına ve bu bağlamda insan haklarına değindik. 

Çalışmamızda, devlet düşünürü de kabul edilen İbn Rüşd, Farabi ve İbn Sina gibi Müslüman filozoflar ile bilginlerin yanısıra kamu hukukçusu olarak da öne çıkan Gazali ve Maverdi gibi bilginlere de yer verdik. Bunun yanı sıra Mevlana, Sadi ve Cami gibi bilge Müslüman düşünürlerin toplum, devlet ve adalet görüşlerini aktardık. Tursun Bey, Taşköprülüzade ve Kınalızâde gibi Osmanlı düşünürlerinin siyasi görüşlerine ve bu konudaki eserlerine de değindik. Ayrıca her çağ için ilgili bölümlerde, önemli düşünürler olarak gördüğümüz, ancak kitabımızda düşünce ve görüşlerini ayrıntılı olarak ele alamadığımız kimi düşünürlere ilişkin de kısa açıklamalar yaptık. Böylece okuyucunun batı ve doğu devlet düşüncesinin ayrıştığı ve ortaklaştığı yönler ile karşılıklı etkileşimlerini gözlemleme imkânı bulabilmesini amaçladık. Okuyucunun fark edeceği gibi devlet adamları mekânı fethederken düşünürler ve bilgeler zamanı fethetmektedirler.

14. yüzyılın ünlü Müslüman bilgin ve düşünürü İbn Haldun batılı yazarlar tarafından ağırlıklı olarak evrensel bir tarihçi, sosyolog, tarih felsefecisi ve modern bir ekonomist gibi nitelendirmelerle anılsa da, devlet teorisi alanında da zirve bir kamu hukukçusudur. Meşhur eseri Mukaddime’nin üçte birini bilimsel ve sosyolojik bir yöntemle ele aldığı toplumsal hayat, iktidar ve devlet ile bunlarla ilgili konulara ayırmıştır. Bu nedenle çalışmada özgün bir yöntem izledik. Ele aldığımız bütün başlıklara ilişkin İbn Haldun’un toplum, devlet, adalet ve insan hakları teorilerini de Mukaddime’den hareketle açıkladık. Mukaddime, adeta genel kamu hukuku, hukuk sosyolojisi ile hukuk ve adalet felsefesi alanlarında hukukçular açısından işletilmeyi ve yararlanılmayı bekleyen değerli bir cevherdir.

Çalışmayı bir ders kitabı olarak düşündüğümüz ve okunmasını kolaylaştırmayı amaçladığımız için mümkün olduğunca konuları özlü bir şekilde ele almaya ve sade bir dil kullanmaya çalıştık. Yine aynı nedenle, atıfları dipnot şeklinde değil de kitabın en zorunda son notlar olarak vermeyi tercih ettik.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 53,10    53,10   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat