Setin İçindeki Kitaplar
Ağır Misafir
Öpmezdi, koklardı, dedem beni
İçine çekerdi, temiz hava gibi.
Ziyan olmayan emek, derdi bizlere
Emek neydi?
Bilirdi, ne geçer, bir elmanın aklından
Alınmak isterdi, düşmeden yere.
Aklı yoktu elmanın, bize kalırsa
Okulda öğretmişlerdi...
Yakındı Üsküp ona, çok uzaktı Bomonti
Bir sürü örnek, bunun gibi.
Acıkmak tok tutar kimi insanı,
Bilirdi, kimde, imza yetkisi.
Yeterdi, artardı, normal süre
Namazdandı, dizindeki yamalar.
İkindi miydi, neydi, şimdi unuttum
Durmadan ağlıyordu kadınlar...
Koymazdı ölümü adam yerine...
Giderken Söylenmiştir
İbrahim Tenekeci var , Şair.Tenekeci , şiirden uzaklaşmış birçok insanı şiire döndürebilecek bir kaleme sahip.
-Haşmet Babaoğlu-
İbrahim Tenekeci sessiz sedasız çok önemli bir şiir yazıyor ve her şiirini okuduğumda bu doğallığa nasıl ulaştığını düşünüyorum şaşkınlıkla. Şiirde az rastlanır bir iç içelik var , keder ile ironiyi nasıl buluşturuyorsa , her seferinde ortaya inanılmaz bir şiir çıkıyor.
-Haydar Ergülen-
Güzellik Uykusu
İbrahim bey bu gece eve gelmedin
Kaç kez açıldı senin için kimdir o penceresi
Farkında mısın bilmem
Düşmansız yaşamak köreltiyor adamı
İnsanı yoruyor başkasının şarkısı
İşte bundan dolayı düşmanı püskürtmekten
Vazgeçip susuyorum ve tüfeği alnıma
Kaş diye çatıyorum.
A benim
Oğulotu bitmeyen topraklarda
Şaşırıp kalan kalbim
Senin Türkçen yok mu, anlatıyorum işte
Bir kuş musun ki ürkmek için bahane
Arayıp duruyorsun.
Bize dönecek oysa o güzel ölüm
Yatacağız beraber güzellik uykusuna
Her gün bahar olacak ve onun temizliği
Yeni yıkanmış tül perde ne ki
Benzetecek bizi dağların doruğuna...
Peltek Vaiz
Peltek vaiz, hani senin cem'atin
Bak öteki bülbül gibi şakıyor
Hele hutbede duruyor saatin
İteklesen bir saniye gitmiyor.
Gizlesen de dilindeki kamburu
Çıkmak için bir yolunu buluyor
S yılan z kuyu, evet kanguru
Gibi harfler, ah nasıl da zıplıyor.
Üç Köpük
İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu
Varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
Varsın yarı yolda uyuya kalsın
Bize gönderilen bahar...
İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu
Varsın gölgemiz olsun hüzün
Dilediği gibi uzatsın can evimize ayaklarını
Varsın annemiz olsun tütün
Hayat daha sert vursun yumruklarını.
İçimden dedim, ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi
Nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren
Kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi
Nedir yalnız bize yakışan bu serüven.
Bu serüven ki
Bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri
Ve terk etti bizi huzur denen sevgili
Kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında
Billur bir kuş gibi...
Son Düzlük
Niçin İbrahim Tenekeci'nin şiirlerini okuyoruz? Birincisi, başarılı ve benzersiz bir şair. İkincisi, samimi. Tenekeci, hem sözden taviz vermeyen, hem de ses ve müzikaliteyi önceleyen bir şair. Sürprizli Üç Köpük çıkışından sonra şiir dilini daha da geliştirdi ve "işte budur" diyebileceğimiz bir ses tonu yakaladı.
İyi bir şairin yazdığı iyi bir nesri okuduğunuzda da bu ses tonunu duyarsınız. Elimde şimdi, İbrahim Tenekeci'nin Son Düzlük kitabı var. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz artık: Karşımızda sadece iyi bir şair değil, aynı zamanda usta bir denemeci var. "Meselesi" olan bir denemeci...
En güzel tarafı da şu: Tenekeci yazılarını, deneme türünün çatık kaşlı ciddiyetinden uzak tutuyor. Hem coşkulu, hem olabildiğince muzip. Daha da önemlisi, ilginç. İlginç olmaya çalışmayan bir ilginçlik bu. Sahici bir tarafı var yani...
İyi bir kitap okumak isterseniz, size, "deneme" türüne itibarını iade eden Son Düzlük'ü öneririm.
Tüfeksiz Hareketler
Madem şu çiğdemin bir fikri; şu serçenin özel eşyası; şu taşın yarına kalma kaygısı yok, bunların hiçbiri bende de olmasın... Diye çok düşündüm. Hatta kendimce birtakım kararlar bile aldım.
Ama olmuyor. Bir yandan yazdıklarım vasıtasıyla fikir beyan ediyor, bir yandan olmadık şeylerin koleksiyonunu yapıyor, bir yandan da yarına daha fazla kalabilmek için tüm gücümle şiire abanıyorum.
Özlediğim veya heves ettiğim dünya ile içinde bulunduğum dünya arasında, kabul etmek gerekir ki, dünya kadar fark var.
Doğrudur, bir otun bile iddiası vardır. Fakat bunu asla dile getirmez.
Doğrudur, havaya attığımız taş bile tekrara düşmez. Bir kar tanesi bile kendini tekrar etmez. Ama biz ederiz.
Kimsenin Kalbi
Setin İçindeki Kitaplar
Ağır Misafir
Öpmezdi, koklardı, dedem beni
İçine çekerdi, temiz hava gibi.
Ziyan olmayan emek, derdi bizlere
Emek neydi?
Bilirdi, ne geçer, bir elmanın aklından
Alınmak isterdi, düşmeden yere.
Aklı yoktu elmanın, bize kalırsa
Okulda öğretmişlerdi...
Yakındı Üsküp ona, çok uzaktı Bomonti
Bir sürü örnek, bunun gibi.
Acıkmak tok tutar kimi insanı,
Bilirdi, kimde, imza yetkisi.
Yeterdi, artardı, normal süre
Namazdandı, dizindeki yamalar.
İkindi miydi, neydi, şimdi unuttum
Durmadan ağlıyordu kadınlar...
Koymazdı ölümü adam yerine...
Giderken Söylenmiştir
İbrahim Tenekeci var , Şair.Tenekeci , şiirden uzaklaşmış birçok insanı şiire döndürebilecek bir kaleme sahip.
-Haşmet Babaoğlu-
İbrahim Tenekeci sessiz sedasız çok önemli bir şiir yazıyor ve her şiirini okuduğumda bu doğallığa nasıl ulaştığını düşünüyorum şaşkınlıkla. Şiirde az rastlanır bir iç içelik var , keder ile ironiyi nasıl buluşturuyorsa , her seferinde ortaya inanılmaz bir şiir çıkıyor.
-Haydar Ergülen-
Güzellik Uykusu
İbrahim bey bu gece eve gelmedin
Kaç kez açıldı senin için kimdir o penceresi
Farkında mısın bilmem
Düşmansız yaşamak köreltiyor adamı
İnsanı yoruyor başkasının şarkısı
İşte bundan dolayı düşmanı püskürtmekten
Vazgeçip susuyorum ve tüfeği alnıma
Kaş diye çatıyorum.
A benim
Oğulotu bitmeyen topraklarda
Şaşırıp kalan kalbim
Senin Türkçen yok mu, anlatıyorum işte
Bir kuş musun ki ürkmek için bahane
Arayıp duruyorsun.
Bize dönecek oysa o güzel ölüm
Yatacağız beraber güzellik uykusuna
Her gün bahar olacak ve onun temizliği
Yeni yıkanmış tül perde ne ki
Benzetecek bizi dağların doruğuna...
Peltek Vaiz
Peltek vaiz, hani senin cem'atin
Bak öteki bülbül gibi şakıyor
Hele hutbede duruyor saatin
İteklesen bir saniye gitmiyor.
Gizlesen de dilindeki kamburu
Çıkmak için bir yolunu buluyor
S yılan z kuyu, evet kanguru
Gibi harfler, ah nasıl da zıplıyor.
Üç Köpük
İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu
Varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
Varsın yarı yolda uyuya kalsın
Bize gönderilen bahar...
İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu
Varsın gölgemiz olsun hüzün
Dilediği gibi uzatsın can evimize ayaklarını
Varsın annemiz olsun tütün
Hayat daha sert vursun yumruklarını.
İçimden dedim, ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi
Nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren
Kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi
Nedir yalnız bize yakışan bu serüven.
Bu serüven ki
Bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri
Ve terk etti bizi huzur denen sevgili
Kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında
Billur bir kuş gibi...
Son Düzlük
Niçin İbrahim Tenekeci'nin şiirlerini okuyoruz? Birincisi, başarılı ve benzersiz bir şair. İkincisi, samimi. Tenekeci, hem sözden taviz vermeyen, hem de ses ve müzikaliteyi önceleyen bir şair. Sürprizli Üç Köpük çıkışından sonra şiir dilini daha da geliştirdi ve "işte budur" diyebileceğimiz bir ses tonu yakaladı.
İyi bir şairin yazdığı iyi bir nesri okuduğunuzda da bu ses tonunu duyarsınız. Elimde şimdi, İbrahim Tenekeci'nin Son Düzlük kitabı var. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz artık: Karşımızda sadece iyi bir şair değil, aynı zamanda usta bir denemeci var. "Meselesi" olan bir denemeci...
En güzel tarafı da şu: Tenekeci yazılarını, deneme türünün çatık kaşlı ciddiyetinden uzak tutuyor. Hem coşkulu, hem olabildiğince muzip. Daha da önemlisi, ilginç. İlginç olmaya çalışmayan bir ilginçlik bu. Sahici bir tarafı var yani...
İyi bir kitap okumak isterseniz, size, "deneme" türüne itibarını iade eden Son Düzlük'ü öneririm.
Tüfeksiz Hareketler
Madem şu çiğdemin bir fikri; şu serçenin özel eşyası; şu taşın yarına kalma kaygısı yok, bunların hiçbiri bende de olmasın... Diye çok düşündüm. Hatta kendimce birtakım kararlar bile aldım.
Ama olmuyor. Bir yandan yazdıklarım vasıtasıyla fikir beyan ediyor, bir yandan olmadık şeylerin koleksiyonunu yapıyor, bir yandan da yarına daha fazla kalabilmek için tüm gücümle şiire abanıyorum.
Özlediğim veya heves ettiğim dünya ile içinde bulunduğum dünya arasında, kabul etmek gerekir ki, dünya kadar fark var.
Doğrudur, bir otun bile iddiası vardır. Fakat bunu asla dile getirmez.
Doğrudur, havaya attığımız taş bile tekrara düşmez. Bir kar tanesi bile kendini tekrar etmez. Ama biz ederiz.
Kimsenin Kalbi
| Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
|---|---|---|
| Tek Çekim | 144,97 | 144,97 |