İbrahim Tenekeci Seti-12 Kitap Takım

Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
2789788614407
Basım Tarihi:
2018
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
%37 indirimli
230,11TL
144,97TL
2789788614407
875503
İbrahim Tenekeci Seti-12 Kitap Takım
İbrahim Tenekeci Seti-12 Kitap Takım
144.97

Setin İçindeki Kitaplar



Ağır Misafir





Öpmezdi, koklardı, dedem beni

İçine çekerdi, temiz hava gibi.

Ziyan olmayan emek, derdi bizlere

Emek neydi?



Bilirdi, ne geçer, bir elmanın aklından

Alınmak isterdi, düşmeden yere.

Aklı yoktu elmanın, bize kalırsa

Okulda öğretmişlerdi...



Yakındı Üsküp ona, çok uzaktı Bomonti

Bir sürü örnek, bunun gibi.

Acıkmak tok tutar kimi insanı,

Bilirdi, kimde, imza yetkisi.



Yeterdi, artardı, normal süre

Namazdandı, dizindeki yamalar.

İkindi miydi, neydi, şimdi unuttum

Durmadan ağlıyordu kadınlar...



Koymazdı ölümü adam yerine...





Giderken Söylenmiştir





İbrahim Tenekeci var , Şair.Tenekeci , şiirden uzaklaşmış birçok insanı şiire döndürebilecek bir kaleme sahip.

-Haşmet Babaoğlu-



İbrahim Tenekeci sessiz sedasız çok önemli bir şiir yazıyor ve her şiirini okuduğumda bu doğallığa nasıl ulaştığını düşünüyorum şaşkınlıkla. Şiirde az rastlanır bir iç içelik var , keder ile ironiyi nasıl buluşturuyorsa , her seferinde ortaya inanılmaz bir şiir çıkıyor.

-Haydar Ergülen-





Güzellik Uykusu





İbrahim bey bu gece eve gelmedin

Kaç kez açıldı senin için kimdir o penceresi

Farkında mısın bilmem

Düşmansız yaşamak köreltiyor adamı

İnsanı yoruyor başkasının şarkısı

İşte bundan dolayı düşmanı püskürtmekten

Vazgeçip susuyorum ve tüfeği alnıma

Kaş diye çatıyorum.



A benim

Oğulotu bitmeyen topraklarda

Şaşırıp kalan kalbim

Senin Türkçen yok mu, anlatıyorum işte

Bir kuş musun ki ürkmek için bahane

Arayıp duruyorsun.

Bize dönecek oysa o güzel ölüm

Yatacağız beraber güzellik uykusuna

Her gün bahar olacak ve onun temizliği

Yeni yıkanmış tül perde ne ki

Benzetecek bizi dağların doruğuna...





Peltek Vaiz



Peltek vaiz, hani senin cem'atin



Bak öteki bülbül gibi şakıyor



Hele hutbede duruyor saatin



İteklesen bir saniye gitmiyor.



Gizlesen de dilindeki kamburu



Çıkmak için bir yolunu buluyor



S yılan z kuyu, evet kanguru



Gibi harfler, ah nasıl da zıplıyor.





Üç Köpük



İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu

Varsın gemilerimizi taşıyamasın sular

Varsın yarı yolda uyuya kalsın

Bize gönderilen bahar...

İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu

Varsın gölgemiz olsun hüzün

Dilediği gibi uzatsın can evimize ayaklarını

Varsın annemiz olsun tütün

Hayat daha sert vursun yumruklarını.

İçimden dedim, ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi

Nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren

Kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi

Nedir yalnız bize yakışan bu serüven.

Bu serüven ki

Bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri

Ve terk etti bizi huzur denen sevgili

Kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında

Billur bir kuş gibi...





Son Düzlük



Niçin İbrahim Tenekeci'nin şiirlerini okuyoruz? Birincisi, başarılı ve benzersiz bir şair. İkincisi, samimi. Tenekeci, hem sözden taviz vermeyen, hem de ses ve müzikaliteyi önceleyen bir şair. Sürprizli Üç Köpük çıkışından sonra şiir dilini daha da geliştirdi ve "işte budur" diyebileceğimiz bir ses tonu yakaladı.



İyi bir şairin yazdığı iyi bir nesri okuduğunuzda da bu ses tonunu duyarsınız. Elimde şimdi, İbrahim Tenekeci'nin Son Düzlük kitabı var. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz artık: Karşımızda sadece iyi bir şair değil, aynı zamanda usta bir denemeci var. "Meselesi" olan bir denemeci...



En güzel tarafı da şu: Tenekeci yazılarını, deneme türünün çatık kaşlı ciddiyetinden uzak tutuyor. Hem coşkulu, hem olabildiğince muzip. Daha da önemlisi, ilginç. İlginç olmaya çalışmayan bir ilginçlik bu. Sahici bir tarafı var yani...



İyi bir kitap okumak isterseniz, size, "deneme" türüne itibarını iade eden Son Düzlük'ü öneririm.



Tüfeksiz Hareketler



Madem şu çiğdemin bir fikri; şu serçenin özel eşyası; şu taşın yarına kalma kaygısı yok, bunların hiçbiri bende de olmasın... Diye çok düşündüm. Hatta kendimce birtakım kararlar bile aldım.



Ama olmuyor. Bir yandan yazdıklarım vasıtasıyla fikir beyan ediyor, bir yandan olmadık şeylerin koleksiyonunu yapıyor, bir yandan da yarına daha fazla kalabilmek için tüm gücümle şiire abanıyorum.



Özlediğim veya heves ettiğim dünya ile içinde bulunduğum dünya arasında, kabul etmek gerekir ki, dünya kadar fark var.



Doğrudur, bir otun bile iddiası vardır. Fakat bunu asla dile getirmez.



Doğrudur, havaya attığımız taş bile tekrara düşmez. Bir kar tanesi bile kendini tekrar etmez. Ama biz ederiz.



Kimsenin Kalbi



Setin İçindeki Kitaplar



Ağır Misafir





Öpmezdi, koklardı, dedem beni

İçine çekerdi, temiz hava gibi.

Ziyan olmayan emek, derdi bizlere

Emek neydi?



Bilirdi, ne geçer, bir elmanın aklından

Alınmak isterdi, düşmeden yere.

Aklı yoktu elmanın, bize kalırsa

Okulda öğretmişlerdi...



Yakındı Üsküp ona, çok uzaktı Bomonti

Bir sürü örnek, bunun gibi.

Acıkmak tok tutar kimi insanı,

Bilirdi, kimde, imza yetkisi.



Yeterdi, artardı, normal süre

Namazdandı, dizindeki yamalar.

İkindi miydi, neydi, şimdi unuttum

Durmadan ağlıyordu kadınlar...



Koymazdı ölümü adam yerine...





Giderken Söylenmiştir





İbrahim Tenekeci var , Şair.Tenekeci , şiirden uzaklaşmış birçok insanı şiire döndürebilecek bir kaleme sahip.

-Haşmet Babaoğlu-



İbrahim Tenekeci sessiz sedasız çok önemli bir şiir yazıyor ve her şiirini okuduğumda bu doğallığa nasıl ulaştığını düşünüyorum şaşkınlıkla. Şiirde az rastlanır bir iç içelik var , keder ile ironiyi nasıl buluşturuyorsa , her seferinde ortaya inanılmaz bir şiir çıkıyor.

-Haydar Ergülen-





Güzellik Uykusu





İbrahim bey bu gece eve gelmedin

Kaç kez açıldı senin için kimdir o penceresi

Farkında mısın bilmem

Düşmansız yaşamak köreltiyor adamı

İnsanı yoruyor başkasının şarkısı

İşte bundan dolayı düşmanı püskürtmekten

Vazgeçip susuyorum ve tüfeği alnıma

Kaş diye çatıyorum.



A benim

Oğulotu bitmeyen topraklarda

Şaşırıp kalan kalbim

Senin Türkçen yok mu, anlatıyorum işte

Bir kuş musun ki ürkmek için bahane

Arayıp duruyorsun.

Bize dönecek oysa o güzel ölüm

Yatacağız beraber güzellik uykusuna

Her gün bahar olacak ve onun temizliği

Yeni yıkanmış tül perde ne ki

Benzetecek bizi dağların doruğuna...





Peltek Vaiz



Peltek vaiz, hani senin cem'atin



Bak öteki bülbül gibi şakıyor



Hele hutbede duruyor saatin



İteklesen bir saniye gitmiyor.



Gizlesen de dilindeki kamburu



Çıkmak için bir yolunu buluyor



S yılan z kuyu, evet kanguru



Gibi harfler, ah nasıl da zıplıyor.





Üç Köpük



İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu

Varsın gemilerimizi taşıyamasın sular

Varsın yarı yolda uyuya kalsın

Bize gönderilen bahar...

İçimden dedim, beraber yürüyelim olur mu

Varsın gölgemiz olsun hüzün

Dilediği gibi uzatsın can evimize ayaklarını

Varsın annemiz olsun tütün

Hayat daha sert vursun yumruklarını.

İçimden dedim, ilmeği kaçmış bir hayat bizimkisi

Nedir alnımızdan öpmek için izimizi süren

Kalmış mıdır kalesi düşmüş bir şehrin cazibesi

Nedir yalnız bize yakışan bu serüven.

Bu serüven ki

Bizden biri yaptı sırtımızdaki hançeri

Ve terk etti bizi huzur denen sevgili

Kalakaldık, şaşkınlığın avuçlarında

Billur bir kuş gibi...





Son Düzlük



Niçin İbrahim Tenekeci'nin şiirlerini okuyoruz? Birincisi, başarılı ve benzersiz bir şair. İkincisi, samimi. Tenekeci, hem sözden taviz vermeyen, hem de ses ve müzikaliteyi önceleyen bir şair. Sürprizli Üç Köpük çıkışından sonra şiir dilini daha da geliştirdi ve "işte budur" diyebileceğimiz bir ses tonu yakaladı.



İyi bir şairin yazdığı iyi bir nesri okuduğunuzda da bu ses tonunu duyarsınız. Elimde şimdi, İbrahim Tenekeci'nin Son Düzlük kitabı var. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz artık: Karşımızda sadece iyi bir şair değil, aynı zamanda usta bir denemeci var. "Meselesi" olan bir denemeci...



En güzel tarafı da şu: Tenekeci yazılarını, deneme türünün çatık kaşlı ciddiyetinden uzak tutuyor. Hem coşkulu, hem olabildiğince muzip. Daha da önemlisi, ilginç. İlginç olmaya çalışmayan bir ilginçlik bu. Sahici bir tarafı var yani...



İyi bir kitap okumak isterseniz, size, "deneme" türüne itibarını iade eden Son Düzlük'ü öneririm.



Tüfeksiz Hareketler



Madem şu çiğdemin bir fikri; şu serçenin özel eşyası; şu taşın yarına kalma kaygısı yok, bunların hiçbiri bende de olmasın... Diye çok düşündüm. Hatta kendimce birtakım kararlar bile aldım.



Ama olmuyor. Bir yandan yazdıklarım vasıtasıyla fikir beyan ediyor, bir yandan olmadık şeylerin koleksiyonunu yapıyor, bir yandan da yarına daha fazla kalabilmek için tüm gücümle şiire abanıyorum.



Özlediğim veya heves ettiğim dünya ile içinde bulunduğum dünya arasında, kabul etmek gerekir ki, dünya kadar fark var.



Doğrudur, bir otun bile iddiası vardır. Fakat bunu asla dile getirmez.



Doğrudur, havaya attığımız taş bile tekrara düşmez. Bir kar tanesi bile kendini tekrar etmez. Ama biz ederiz.



Kimsenin Kalbi



Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 144,97    144,97   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat