İslam Kültüründe Felsefenin Krizi ve Aydınlanma Sorunu

Stok Kodu:
9786055888503
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
333
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%20 indirimli
36,00TL
28,80TL
9786055888503
547964
İslam Kültüründe Felsefenin Krizi ve Aydınlanma Sorunu
İslam Kültüründe Felsefenin Krizi ve Aydınlanma Sorunu
28.80

Doç. Dr. Hasan Aydın'ın bu yapıtı, felsefenin İslam kültüründeki yazgısında belirleyici olan anılan iki süreci, temel yapısal sorunlarını da dikkate alarak tarihsel-eleştirel yöntemle irdelemekte; tarihsel süreçte gözlemlenen felsefeye yönelik çatışma ve gerilim hattını, eleştirel bir perspektifle ortaya koymaktadır. Bu bakımdan yapıtın, felsefenin İslam kültüründe geçmişte başına gelenlerin, modern dönemde de gelmemesi için bir uyarı niteliği taşıdığı söylenebilir.

Tarihsel veriler, felsefi düşünce ile kültürlerin ‘sürekli aydınlanması' arasında, köklü bir ilişkinin olduğunu gösteriyor. Bir kültürde, felsefi düşünce bir biçimde kök salabiliyorsa, o kültürde belli bir aydınlanma süreci yaşanmakta, felsefi düşünce krize girdiğinde ya da kötürümleştiğinde, bir bütün olarak kültür dinamizmini yitirmekte, durağanlaşmakta ve bir süre sonra da kendini yeniden üretemez hale gelmektedir.

Neden böyledir? Kuşkusuz sorunun yanıtı, üretim ilişkilerine ve toplumsal yapıya değin uzanan karmaşık çözümlemeleri gerektirmekle birlikte, ilk bakışta şunları söylemek olasıdır: Felsefi düşüncede öne çıkan sorun odaklı eleştirel yaklaşım, hakikati buldum diyen dogmatik düşünceleri saf dışı etmekte, farklı düşüncelerin, karşıt savların serbestçe tartışılabileceği demokratik bir ortamın oluşumuna katkı sağlamakta, kavramsal çözümlemeler ve mantıksal uslamlamalar yoluyla var olan düşüncelerin kritik edilmesine olanak sağlamakta, daha da önemlisi, bilgi ve değer üretiminin önündeki engelleri kaldırmaktadır.

Doç. Dr. Hasan Aydın'ın bu yapıtı, felsefenin İslam kültüründeki yazgısında belirleyici olan anılan iki süreci, temel yapısal sorunlarını da dikkate alarak tarihsel-eleştirel yöntemle irdelemekte; tarihsel süreçte gözlemlenen felsefeye yönelik çatışma ve gerilim hattını, eleştirel bir perspektifle ortaya koymaktadır. Bu bakımdan yapıtın, felsefenin İslam kültüründe geçmişte başına gelenlerin, modern dönemde de gelmemesi için bir uyarı niteliği taşıdığı söylenebilir.

Tarihsel veriler, felsefi düşünce ile kültürlerin ‘sürekli aydınlanması' arasında, köklü bir ilişkinin olduğunu gösteriyor. Bir kültürde, felsefi düşünce bir biçimde kök salabiliyorsa, o kültürde belli bir aydınlanma süreci yaşanmakta, felsefi düşünce krize girdiğinde ya da kötürümleştiğinde, bir bütün olarak kültür dinamizmini yitirmekte, durağanlaşmakta ve bir süre sonra da kendini yeniden üretemez hale gelmektedir.

Neden böyledir? Kuşkusuz sorunun yanıtı, üretim ilişkilerine ve toplumsal yapıya değin uzanan karmaşık çözümlemeleri gerektirmekle birlikte, ilk bakışta şunları söylemek olasıdır: Felsefi düşüncede öne çıkan sorun odaklı eleştirel yaklaşım, hakikati buldum diyen dogmatik düşünceleri saf dışı etmekte, farklı düşüncelerin, karşıt savların serbestçe tartışılabileceği demokratik bir ortamın oluşumuna katkı sağlamakta, kavramsal çözümlemeler ve mantıksal uslamlamalar yoluyla var olan düşüncelerin kritik edilmesine olanak sağlamakta, daha da önemlisi, bilgi ve değer üretiminin önündeki engelleri kaldırmaktadır.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 28,80    28,80   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat