Karmakarışık Sarmaşık Binbir İnsan Masalları - 6

Stok Kodu:
9786059318402
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
148
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%32 indirimli
225,00TL
153,00TL
Tedarikçi Stoğu 197 Adet
9786059318402
560314
Karmakarışık Sarmaşık
Karmakarışık Sarmaşık Binbir İnsan Masalları - 6
153.00

Sana yazsam okuyabilecek misin? Sana eksik olduğunu sürekli hatırlatan; ama eksiğinin aslında ne olduğunu unutturan bu sahte cümbüşün ortasında sahici bir sesi ayırt edebilecek misin? 

Üstüne düşecek çiy tanesinin soğukluğundan sorumluyum; bakışının kırılmasından, dudaklarına değen parmak uçlarından bile sorumluyum. Sense hala tarifler yapıyorsun. Yapmasan keşke. Yapmasan... Fark eder mi ki kim kime aşık? Kim kime dolaşık? Bu karmakarışık sarmaşık... Kökü bende, dalları sende, suyu bende, yaprakları sende... İstersen kesersin bıçak gibi bir sözünle... 

Sana tam anlamıyla kendini bırakan, tamamlanmış olduğun anlar, hiçbir zaman birbirimize sarıldığımız o gizli buluşma kadar heyecan vermeyecek. Sen bendeki eksiğine, ben sendeki noksanıma bu kadar muhtaçken ve bu bizi aç, bu bizi arzulu, bu bizi coşkulu kılarken sen sonsuz bir tokluğa mahkum edersen bizi; yeniden aç olmayı özleyeceğiz. 

Oysa aşk yoklukla, kayıpla, eksikle, ölümle besleniyor... Aşk “yukarı”ya uzanmak için derinlere gömülü... Aşkın nesnesi hayal, malzemesi kalp... Aşk, arıyor göründüğü şeyin değil “öte” sinin peşinde... Aşk deli... Aşk akılötesi... Aşk coşkulu, aşk tehlikeli... Aşk hem mutlu, hem mutsuz... Aşk acıya teşne... Aşk hesapsız, aşk tedbirsiz... Keşke gelseydin ellerim senin olurdu... (kitaptan)

Cem Mumcu, Karmakarışık Sarmaşık'la beraber altı kitap ve yüz yetmiş öyküye ulaşan Binbir İnsan Masalları serisi ile insan doğasının en saklı odalarına cesaretle giriyor. Her bir öykü, bir başka deneyimin en orta yerine davet ediyor okuyucusunu. Orada saklanmak, utanmak, korkmak yok. Aklın görevi bitiyor, kalp başlıyor anlamaya. Bu, kanatlarının olduğunu, uçmayı ölesiye isterken öğrenmek gibi, gerçek bir özgürlük deneyimi.

“Mumcu bu insanlık trajedisinin arkeolojisiyle ne zaman bu denli iç içe geçti, bu kazıda kimlere çıraklık etti, bu genç yaşta nasıl böyle 'karnavalesk' bir ustalık edindi bilemiyorum. Ancak dünya edebiyatında da ender rastladığımız birbirinden çarpıcı ironilerin ışıltısıyla ilerleyen bu ilginç yazının, deliliğimizin evrensel mantığını olağanüstü doğru biçimde dokuyan bu ilginç yazarın masallarına, ‘dünya durdukça duracak' demekte haklı olduğuma inanıyorum.” - Leyla Erbil

Sana yazsam okuyabilecek misin? Sana eksik olduğunu sürekli hatırlatan; ama eksiğinin aslında ne olduğunu unutturan bu sahte cümbüşün ortasında sahici bir sesi ayırt edebilecek misin? 

Üstüne düşecek çiy tanesinin soğukluğundan sorumluyum; bakışının kırılmasından, dudaklarına değen parmak uçlarından bile sorumluyum. Sense hala tarifler yapıyorsun. Yapmasan keşke. Yapmasan... Fark eder mi ki kim kime aşık? Kim kime dolaşık? Bu karmakarışık sarmaşık... Kökü bende, dalları sende, suyu bende, yaprakları sende... İstersen kesersin bıçak gibi bir sözünle... 

Sana tam anlamıyla kendini bırakan, tamamlanmış olduğun anlar, hiçbir zaman birbirimize sarıldığımız o gizli buluşma kadar heyecan vermeyecek. Sen bendeki eksiğine, ben sendeki noksanıma bu kadar muhtaçken ve bu bizi aç, bu bizi arzulu, bu bizi coşkulu kılarken sen sonsuz bir tokluğa mahkum edersen bizi; yeniden aç olmayı özleyeceğiz. 

Oysa aşk yoklukla, kayıpla, eksikle, ölümle besleniyor... Aşk “yukarı”ya uzanmak için derinlere gömülü... Aşkın nesnesi hayal, malzemesi kalp... Aşk, arıyor göründüğü şeyin değil “öte” sinin peşinde... Aşk deli... Aşk akılötesi... Aşk coşkulu, aşk tehlikeli... Aşk hem mutlu, hem mutsuz... Aşk acıya teşne... Aşk hesapsız, aşk tedbirsiz... Keşke gelseydin ellerim senin olurdu... (kitaptan)

Cem Mumcu, Karmakarışık Sarmaşık'la beraber altı kitap ve yüz yetmiş öyküye ulaşan Binbir İnsan Masalları serisi ile insan doğasının en saklı odalarına cesaretle giriyor. Her bir öykü, bir başka deneyimin en orta yerine davet ediyor okuyucusunu. Orada saklanmak, utanmak, korkmak yok. Aklın görevi bitiyor, kalp başlıyor anlamaya. Bu, kanatlarının olduğunu, uçmayı ölesiye isterken öğrenmek gibi, gerçek bir özgürlük deneyimi.

“Mumcu bu insanlık trajedisinin arkeolojisiyle ne zaman bu denli iç içe geçti, bu kazıda kimlere çıraklık etti, bu genç yaşta nasıl böyle 'karnavalesk' bir ustalık edindi bilemiyorum. Ancak dünya edebiyatında da ender rastladığımız birbirinden çarpıcı ironilerin ışıltısıyla ilerleyen bu ilginç yazının, deliliğimizin evrensel mantığını olağanüstü doğru biçimde dokuyan bu ilginç yazarın masallarına, ‘dünya durdukça duracak' demekte haklı olduğuma inanıyorum.” - Leyla Erbil

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat