Kavimkırım İkliminde Aleviler

Stok Kodu:
9786054878161
Boyut:
15x21
Sayfa Sayısı:
470
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2023-08
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%24 indirimli
320,00TL
243,20TL
9786054878161
617795
Kavimkırım İkliminde Aleviler
Kavimkırım İkliminde Aleviler
243.20

Elinizdeki kitap, başlığı her ne kadar Alevileri anlamaya dönük bir vurgu taşısa da Alevileri anlamaktan çok, devletin ve ondan daha geniş olarak bir iktidar şebekesinin Alevi ayinselliğine yönelik ağır saldırılarını -Alevilik açılımından Tuzluçayır’a, Dersim’in seyitlerinden devlet kirliliğiyle malûl dedeliğe- devlet, ayin ve siyasallık çerçevesinde tartışmaya yöneliktir. Ayhan Yalçınkaya tam bu ânda bir kez daha soruyor:
Bedreddin’i mi seçeceğiz, devleti mi? Bedreddin bugün Gezi ve Gezi’nin dolanıp durduğu bütün toplumsal yüzeydir; Tuzluçayır’dır, Okmeydanı’dır, Antakya’dır. “Bu yüzey bizi özgürlüğe ve eşitliğe çağırıyor; devlet ise baskıya, şiddete, ölümsüz bir eşitsizliğe ve ölüme” diyecektir çoğu; “öyleyse bu soru ne saçma, ne haince bir sorudur!” Üstelik giderek solgunlaşan bir hayalete dönüştürülen Gezi’nin tüm yüzeylerinde giderek belirginleşen bir hayalet olarak Alevilik, Alevi çocuklarda ölüp dururken!
Oysa Yalçınkaya’nın yanıtı biraz farklı: Bir kez daha devleti seçmek belki tarihte hiç olmadığı kadar, ilk kez bize devlet ve siyasetin kökleriyle son bir yüzleşme, sert bir hesaplaşma zemini sunuyor; siyasetin hakikat iddiasının siyasalın gerçekliğiyle yerle yeksan edilme fırsatını da. Türkiye’deki Alevi toplulukların hepimiz için yaşamsal önem taşıyan varlıklarının anlamı tam buradadır: Tarihçilerin ve sosyologların, geçmişin ve şimdinin gayri-siyasal salıncağında salladıkları o bünyeyi bütün siyasal yüküyle görmemizi
mümkün kılan ve tam da bu yüzden devletin siyaseti nasıl gayri-siyasallaştırdığını da aşikâr eden son örneklerden biridir Aleviliğin siyasal bünyesi; can çekişen varlığıyla da olsa.

Elinizdeki kitap, başlığı her ne kadar Alevileri anlamaya dönük bir vurgu taşısa da Alevileri anlamaktan çok, devletin ve ondan daha geniş olarak bir iktidar şebekesinin Alevi ayinselliğine yönelik ağır saldırılarını -Alevilik açılımından Tuzluçayır’a, Dersim’in seyitlerinden devlet kirliliğiyle malûl dedeliğe- devlet, ayin ve siyasallık çerçevesinde tartışmaya yöneliktir. Ayhan Yalçınkaya tam bu ânda bir kez daha soruyor:
Bedreddin’i mi seçeceğiz, devleti mi? Bedreddin bugün Gezi ve Gezi’nin dolanıp durduğu bütün toplumsal yüzeydir; Tuzluçayır’dır, Okmeydanı’dır, Antakya’dır. “Bu yüzey bizi özgürlüğe ve eşitliğe çağırıyor; devlet ise baskıya, şiddete, ölümsüz bir eşitsizliğe ve ölüme” diyecektir çoğu; “öyleyse bu soru ne saçma, ne haince bir sorudur!” Üstelik giderek solgunlaşan bir hayalete dönüştürülen Gezi’nin tüm yüzeylerinde giderek belirginleşen bir hayalet olarak Alevilik, Alevi çocuklarda ölüp dururken!
Oysa Yalçınkaya’nın yanıtı biraz farklı: Bir kez daha devleti seçmek belki tarihte hiç olmadığı kadar, ilk kez bize devlet ve siyasetin kökleriyle son bir yüzleşme, sert bir hesaplaşma zemini sunuyor; siyasetin hakikat iddiasının siyasalın gerçekliğiyle yerle yeksan edilme fırsatını da. Türkiye’deki Alevi toplulukların hepimiz için yaşamsal önem taşıyan varlıklarının anlamı tam buradadır: Tarihçilerin ve sosyologların, geçmişin ve şimdinin gayri-siyasal salıncağında salladıkları o bünyeyi bütün siyasal yüküyle görmemizi
mümkün kılan ve tam da bu yüzden devletin siyaseti nasıl gayri-siyasallaştırdığını da aşikâr eden son örneklerden biridir Aleviliğin siyasal bünyesi; can çekişen varlığıyla da olsa.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 243,20    243,20   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat