Kültür Üretimi: Sembolik Ürünler - Sembolik Sermaye

Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9789750534485
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
224
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%32 indirimli
280,00TL
190,40TL
Taksitli fiyat: 1 x 190,40TL
Tedarikçi Stoğu 4 Adet
9789750534485
727690
Kültür Üretimi: Sembolik Ürünler - Sembolik Sermaye
Kültür Üretimi: Sembolik Ürünler - Sembolik Sermaye
190.40

Avrupa toplumlarında sanatın kurumsallaşmasının tarihi, sanatın özerkliğini kazanmasının tarihidir. Rönesans'ta tohumları atılan bu özerkleşme süreci boyunca sanat, Kilise ile Saray'ın himayesinden ve vesayetinden koparak bağımsızlaşır. Aynı süreçte kapitalizmin yükselişine koşut bir sanat piyasası örgütlenir. Bir yandan da sanat tarihi ve sanat eleştirisi başlı başına birer yazın türü olarak gelişir. 19. yüzyıla gelindiğinde, kendi bilgisini ve estetiğini kendi içinde belirleyen, otoriteyi ve meşruiyeti kendi mercilerinden devşiren bir sanat alanı teşekkül etmiştir. Ne var ki, bu alan bir yandan da piyasaya tâbidir; oysa varlığını “ekonomi”nin inkârı üzerine tesis etmiş, kendini “ticari” kaygıların reddiyle tanımlamıştır.

Avrupa toplumlarında sanatın kurumsallaşmasının tarihi, sanatın özerkliğini kazanmasının tarihidir. Rönesans'ta tohumları atılan bu özerkleşme süreci boyunca sanat, Kilise ile Saray'ın himayesinden ve vesayetinden koparak bağımsızlaşır. Aynı süreçte kapitalizmin yükselişine koşut bir sanat piyasası örgütlenir. Bir yandan da sanat tarihi ve sanat eleştirisi başlı başına birer yazın türü olarak gelişir. 19. yüzyıla gelindiğinde, kendi bilgisini ve estetiğini kendi içinde belirleyen, otoriteyi ve meşruiyeti kendi mercilerinden devşiren bir sanat alanı teşekkül etmiştir. Ne var ki, bu alan bir yandan da piyasaya tâbidir; oysa varlığını “ekonomi”nin inkârı üzerine tesis etmiş, kendini “ticari” kaygıların reddiyle tanımlamıştır.

Pierre Bourdieu, burada yayımladığımız iki temel makalesinde, sanat alanına damgasını vuran bu paradoksu masaya yatırıyor ve “sembolik mallar”ın üretimindeki yapısal dinamikleri ortaya koyuyor. Tiyatro, edebiyat ve görsel sanat alanlarındaki saha araştırmaları üzerinden, kültürel üretimin temel yasası olan rekabetin nasıl işlediğini inceliyor. “Çıkar gözetmezlik”, “saf estetik”, “sanat-için-sanat” gibi şiarların üstünü örttüğü sembolik iktidar mücadelelerini gözler önüne seriyor. Randal Johnson'ın sunuş yazısı ise Bourdieu'nün çalışmalarını ve temel kavramlarını ele alıyor.


(Tanıtım Bülteninden)

Avrupa toplumlarında sanatın kurumsallaşmasının tarihi, sanatın özerkliğini kazanmasının tarihidir. Rönesans'ta tohumları atılan bu özerkleşme süreci boyunca sanat, Kilise ile Saray'ın himayesinden ve vesayetinden koparak bağımsızlaşır. Aynı süreçte kapitalizmin yükselişine koşut bir sanat piyasası örgütlenir. Bir yandan da sanat tarihi ve sanat eleştirisi başlı başına birer yazın türü olarak gelişir. 19. yüzyıla gelindiğinde, kendi bilgisini ve estetiğini kendi içinde belirleyen, otoriteyi ve meşruiyeti kendi mercilerinden devşiren bir sanat alanı teşekkül etmiştir. Ne var ki, bu alan bir yandan da piyasaya tâbidir; oysa varlığını “ekonomi”nin inkârı üzerine tesis etmiş, kendini “ticari” kaygıların reddiyle tanımlamıştır.

Avrupa toplumlarında sanatın kurumsallaşmasının tarihi, sanatın özerkliğini kazanmasının tarihidir. Rönesans'ta tohumları atılan bu özerkleşme süreci boyunca sanat, Kilise ile Saray'ın himayesinden ve vesayetinden koparak bağımsızlaşır. Aynı süreçte kapitalizmin yükselişine koşut bir sanat piyasası örgütlenir. Bir yandan da sanat tarihi ve sanat eleştirisi başlı başına birer yazın türü olarak gelişir. 19. yüzyıla gelindiğinde, kendi bilgisini ve estetiğini kendi içinde belirleyen, otoriteyi ve meşruiyeti kendi mercilerinden devşiren bir sanat alanı teşekkül etmiştir. Ne var ki, bu alan bir yandan da piyasaya tâbidir; oysa varlığını “ekonomi”nin inkârı üzerine tesis etmiş, kendini “ticari” kaygıların reddiyle tanımlamıştır.

Pierre Bourdieu, burada yayımladığımız iki temel makalesinde, sanat alanına damgasını vuran bu paradoksu masaya yatırıyor ve “sembolik mallar”ın üretimindeki yapısal dinamikleri ortaya koyuyor. Tiyatro, edebiyat ve görsel sanat alanlarındaki saha araştırmaları üzerinden, kültürel üretimin temel yasası olan rekabetin nasıl işlediğini inceliyor. “Çıkar gözetmezlik”, “saf estetik”, “sanat-için-sanat” gibi şiarların üstünü örttüğü sembolik iktidar mücadelelerini gözler önüne seriyor. Randal Johnson'ın sunuş yazısı ise Bourdieu'nün çalışmalarını ve temel kavramlarını ele alıyor.


(Tanıtım Bülteninden)

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 190,40    190,40   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat