Osmanlı'da Hukuk Skandalları

Stok Kodu:
9786055143633
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
472
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%38 indirimli
15,00TL
9,30TL
9786055143633
606594
Osmanlı'da Hukuk Skandalları
Osmanlı'da Hukuk Skandalları
9.30

Molla Lütfî, Fatih'in kütüphane müdürlüğüne kadar yükselebilmiş âlim bir kişiydi. Zındıklıkla suçlanınca şeriat hükümlerine göre yargılandı.
Allah (c.c.)'ın elçisi, insanların en mümtazı, mucizeler sahibi Hz. Muhammed (s.a.v.) bile; “Ben kalplere bakmakla emr olunmadım,” diyerek, imanın gerçekliğini insanların değil ancak Allah (c.c)'nın bilip ve yine gereğini ancak onun takdir edebileceğini söylemişti. Ama buna rağmen mahkeme, birtakım kindar ulemanın yetersiz ve taraf tutan fetvaları ile vicdansız şahitlerin yalanlarına dayanmakta duraksamadı. Sırf bu dava için, suç tarihinden sonra çıkartılan özel fermanlar geçerli sayıldı. Yargılama sırasında yüzlerce kez kelime-i şehadet getirerek Müslümanlığını kanıtlamaya çalışan sanığın zındıklığına hükmetti.
Bu, Osmanlı hukuk tarihinde görülmemiş bir skandaldı.
Beş yüz yıl sonra yaşanan Mithat Paşa Davası ise; hırs, kin, çıkar düşkünlüğü ve hükmetme çılgınlıklarının vicdanları karartmaktaki etkilerinin yine hiç değişmediğini gösteriyordu.
Bu kez de, “I. Meşrutiyet” ve “Kanun-u Esasi'nin” önde gelen hazırlayıcısı Sadrazam Mithat Paşa, Sultan Abdülaziz'i öldürtmekle suçlanmıştı.
Gerçekte, Paşa'nın bu suçu işlediğine ilişkin hiçbir delil yoktu. Ne var ki; işkenceyle elde edilen itiraflar, sanığın can düşmanları ya da Padişah'ın köleleri arasından seçilerek görevlendirilen yalancı şahitlerle kolayca mahkumiyet kararı elde edilmişti. Öyle ki, kendisinden bu kararın onanması istenilen Fetva Emini Akşehirli Rahmetullah efendi, müstebit padişahın bütün telkinlerine karşın hükmün şeriata uygunluğu hususunda mütalaa bildirmeyi kabul etmedi.
Ne var ki, ilginç davayı izleyen tarihi olgular, bu ikinci skandalın koca bir imparatorluğun çöküşünün ilk işaretleri olduğu kadar yıkılış sebeplerini de göstermiş olduğunu ortaya koyuyor gibiydi.

Molla Lütfî, Fatih'in kütüphane müdürlüğüne kadar yükselebilmiş âlim bir kişiydi. Zındıklıkla suçlanınca şeriat hükümlerine göre yargılandı.
Allah (c.c.)'ın elçisi, insanların en mümtazı, mucizeler sahibi Hz. Muhammed (s.a.v.) bile; “Ben kalplere bakmakla emr olunmadım,” diyerek, imanın gerçekliğini insanların değil ancak Allah (c.c)'nın bilip ve yine gereğini ancak onun takdir edebileceğini söylemişti. Ama buna rağmen mahkeme, birtakım kindar ulemanın yetersiz ve taraf tutan fetvaları ile vicdansız şahitlerin yalanlarına dayanmakta duraksamadı. Sırf bu dava için, suç tarihinden sonra çıkartılan özel fermanlar geçerli sayıldı. Yargılama sırasında yüzlerce kez kelime-i şehadet getirerek Müslümanlığını kanıtlamaya çalışan sanığın zındıklığına hükmetti.
Bu, Osmanlı hukuk tarihinde görülmemiş bir skandaldı.
Beş yüz yıl sonra yaşanan Mithat Paşa Davası ise; hırs, kin, çıkar düşkünlüğü ve hükmetme çılgınlıklarının vicdanları karartmaktaki etkilerinin yine hiç değişmediğini gösteriyordu.
Bu kez de, “I. Meşrutiyet” ve “Kanun-u Esasi'nin” önde gelen hazırlayıcısı Sadrazam Mithat Paşa, Sultan Abdülaziz'i öldürtmekle suçlanmıştı.
Gerçekte, Paşa'nın bu suçu işlediğine ilişkin hiçbir delil yoktu. Ne var ki; işkenceyle elde edilen itiraflar, sanığın can düşmanları ya da Padişah'ın köleleri arasından seçilerek görevlendirilen yalancı şahitlerle kolayca mahkumiyet kararı elde edilmişti. Öyle ki, kendisinden bu kararın onanması istenilen Fetva Emini Akşehirli Rahmetullah efendi, müstebit padişahın bütün telkinlerine karşın hükmün şeriata uygunluğu hususunda mütalaa bildirmeyi kabul etmedi.
Ne var ki, ilginç davayı izleyen tarihi olgular, bu ikinci skandalın koca bir imparatorluğun çöküşünün ilk işaretleri olduğu kadar yıkılış sebeplerini de göstermiş olduğunu ortaya koyuyor gibiydi.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 9,30    9,30   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat