Özgürlükle Kalkınma

Stok Kodu:
9786057307132
Boyut:
15x23
Sayfa Sayısı:
332
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%15 indirimli
280,00TL
238,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 238,00TL
Tedarikçi Stoğu 3 Adet
9786057307132
777969
Özgürlükle Kalkınma
Özgürlükle Kalkınma
238.00

İnanılmaz bir bolluk, gelişme ve özgürlüğün, olağanüstü bir yoksulluk, yoksunluk ve baskıyla bir arada yaşandığı dünyamızda modern kalkınma teorileri, hem kişisel çıkara dayalı davranışa, hem de toplumsal başarının fayda temelli bir kritere göre değerlendirilmesine dayanır. Klasik kalkınma teorilerinin ise, başarıyı yaratılmış olan toplam faydanın boyutları aracılığıyla ölçmesi bağlamında, faydacı bir karakter taşıdığı söylenebilir.

Günümüzde hemen hemen tüm dünyada, özellikle de bizimki gibi ülkelerde ekonomik büyüme olmadan toplumsal gelişmenin de, bireysel refahın da mümkün olamayacağı; yoksulluğun, insanların da toplumların da elini kolunu bağladığı kabullenilmiş gibidir. Yoksulluğun en yakıcı hal aldığı durumlarda en temel öncelik “hayatta kalma”ya verilir ve demokratik haklardan dem vurmak “lüks” olarak görülür. Oysa kıtlıklarda on binlerce insanın yaşamını yitirdiği ülkeler arasında tek bir demokrasi örneğine rastlanmaz, bir tek demokraside kıtlık yaşanmaması gibi. Evet, demokrasi önemli, ama önemli olması, yeterli olduğunu gösterir mi?

Amartya Sen, az gelişmişliğin, Üçüncü Dünya ülkesi olmanın bir kader olmadığını çok basit ama somut örneklerle ortaya koyuyor ve bu kaderin aşılmasının hayal olmadığını gösteriyor. Aristoteles’ten Adam Smith’e, Rawls’tan Marx’a, Malthus’tan Nozick’e, Konfüçyüs’ten Pareto’ya ekonomi ve özgürlüğe ilişkin hemen her görüşü; Hindistan’dan ABD’ye, İngiltere’den Çin’e, Kanada’dan Bangladeş’e pek çok uygulama örneğini ele alıp inceliyor ve insanı temel alan bir siyaset tarzının imkânları üzerinde düşünüyor. Kalkınmanın en etkin aracının özgürlük olduğunu, bu yüzden başlıca amacının da özgürlük olması gerektiğini öne sürerken, kalkınmanın temelini oluşturan nedenler üzerine kamusal bir tartışma başlatıyor.

İnanılmaz bir bolluk, gelişme ve özgürlüğün, olağanüstü bir yoksulluk, yoksunluk ve baskıyla bir arada yaşandığı dünyamızda modern kalkınma teorileri, hem kişisel çıkara dayalı davranışa, hem de toplumsal başarının fayda temelli bir kritere göre değerlendirilmesine dayanır. Klasik kalkınma teorilerinin ise, başarıyı yaratılmış olan toplam faydanın boyutları aracılığıyla ölçmesi bağlamında, faydacı bir karakter taşıdığı söylenebilir.

Günümüzde hemen hemen tüm dünyada, özellikle de bizimki gibi ülkelerde ekonomik büyüme olmadan toplumsal gelişmenin de, bireysel refahın da mümkün olamayacağı; yoksulluğun, insanların da toplumların da elini kolunu bağladığı kabullenilmiş gibidir. Yoksulluğun en yakıcı hal aldığı durumlarda en temel öncelik “hayatta kalma”ya verilir ve demokratik haklardan dem vurmak “lüks” olarak görülür. Oysa kıtlıklarda on binlerce insanın yaşamını yitirdiği ülkeler arasında tek bir demokrasi örneğine rastlanmaz, bir tek demokraside kıtlık yaşanmaması gibi. Evet, demokrasi önemli, ama önemli olması, yeterli olduğunu gösterir mi?

Amartya Sen, az gelişmişliğin, Üçüncü Dünya ülkesi olmanın bir kader olmadığını çok basit ama somut örneklerle ortaya koyuyor ve bu kaderin aşılmasının hayal olmadığını gösteriyor. Aristoteles’ten Adam Smith’e, Rawls’tan Marx’a, Malthus’tan Nozick’e, Konfüçyüs’ten Pareto’ya ekonomi ve özgürlüğe ilişkin hemen her görüşü; Hindistan’dan ABD’ye, İngiltere’den Çin’e, Kanada’dan Bangladeş’e pek çok uygulama örneğini ele alıp inceliyor ve insanı temel alan bir siyaset tarzının imkânları üzerinde düşünüyor. Kalkınmanın en etkin aracının özgürlük olduğunu, bu yüzden başlıca amacının da özgürlük olması gerektiğini öne sürerken, kalkınmanın temelini oluşturan nedenler üzerine kamusal bir tartışma başlatıyor.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 238,00    238,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat