Ritüellerin Yok Oluşuna Dair: Günümüzün Bir Topolojisi

Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786057066435
Boyut:
13 x 19,5
Sayfa Sayısı:
116
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Çeviren:
Çağlar Tanyeri
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%24 indirimli
240,00TL
182,40TL
Taksitli fiyat: 1 x 182,40TL
Tedarikçi Stoğu 4 Adet
9786057066435
722392
Ritüellerin Yok Oluşuna Dair: Günümüzün Bir Topolojisi
Ritüellerin Yok Oluşuna Dair: Günümüzün Bir Topolojisi
182.40

Byung-Chul Han,Ritüellerin Yok Oluşuna Dair'de hem bireysel hem de toplumsal yaşamı yoğun, istikrarlı ve düzenli kılanritüellerimercek altına alıyor. Bir yandan yaygınlaşan kolektif narsisizmin ve otantikliğin topluluk aidiyetlerini, diğer yandan da dijitalleşmenin, üretim mantığının ve neoliberal kapitalist küreselleşmenin ritüelleri adım adım ortadan kaldırdığını ve bu durumun hem zaman hem de mekân algımızı tahrip ettiğini öne sürüyor. Her iki dinamiğin de hem insan doğasını hem de bizzat toplumsallığı radikal bir biçimde dönüştürdüğünü gözler önüne sererek tarihsel bir dönemeçte olduğumuza dikkat çekiyor.

“Geçiş ritüelleri, hayatı mevsimler gibi yapılandırır. Bir eşikten atlayan kişi hayatın bir evresini kapatmış sayılır ve yeni bir evreye adım atmış olur. Geçiş ola­rak eşikler, mekân ve zamana ritim ve ifade katar, hatta on­ları anlatırlar. Derin bir düzen deneyimini mümkün kılar­lar. Eşikler, zaman-yoğun geçişlerdir. Günümüzde gittikçe hızlanan geçişler, kesintisiz iletişim ve üretim lehine yırtılmaya maruz kalıyorlar. Dolayısıyla mekân ve zamandan yana yoksullaşıyoruz. Daha fazla mekân ve zamanüretmeçabası içinde onları yitiriyoruz. Zaman ve mekân,diliniyi­tiriyor, suskunlaşıyor. Eşiklerkonuşur. Eşiklerdönüştürür. Eşiğin ötesindeötekivardır,yabancıvardır. Eşik fantezisi yoksa, eşik büyüsü yoksa, geride bir tekaynılığın cehenne­mikalır.”

(Tanıtım Bülteninden)

Byung-Chul Han,Ritüellerin Yok Oluşuna Dair'de hem bireysel hem de toplumsal yaşamı yoğun, istikrarlı ve düzenli kılanritüellerimercek altına alıyor. Bir yandan yaygınlaşan kolektif narsisizmin ve otantikliğin topluluk aidiyetlerini, diğer yandan da dijitalleşmenin, üretim mantığının ve neoliberal kapitalist küreselleşmenin ritüelleri adım adım ortadan kaldırdığını ve bu durumun hem zaman hem de mekân algımızı tahrip ettiğini öne sürüyor. Her iki dinamiğin de hem insan doğasını hem de bizzat toplumsallığı radikal bir biçimde dönüştürdüğünü gözler önüne sererek tarihsel bir dönemeçte olduğumuza dikkat çekiyor.

“Geçiş ritüelleri, hayatı mevsimler gibi yapılandırır. Bir eşikten atlayan kişi hayatın bir evresini kapatmış sayılır ve yeni bir evreye adım atmış olur. Geçiş ola­rak eşikler, mekân ve zamana ritim ve ifade katar, hatta on­ları anlatırlar. Derin bir düzen deneyimini mümkün kılar­lar. Eşikler, zaman-yoğun geçişlerdir. Günümüzde gittikçe hızlanan geçişler, kesintisiz iletişim ve üretim lehine yırtılmaya maruz kalıyorlar. Dolayısıyla mekân ve zamandan yana yoksullaşıyoruz. Daha fazla mekân ve zamanüretmeçabası içinde onları yitiriyoruz. Zaman ve mekân,diliniyi­tiriyor, suskunlaşıyor. Eşiklerkonuşur. Eşiklerdönüştürür. Eşiğin ötesindeötekivardır,yabancıvardır. Eşik fantezisi yoksa, eşik büyüsü yoksa, geride bir tekaynılığın cehenne­mikalır.”

(Tanıtım Bülteninden)

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 182,40    182,40   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat