Saçların Süpürsün Ayrılığı

Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786255613042
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
72
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
%35 indirimli
200,00TL
130,00TL
9786255613042
861356
Saçların Süpürsün Ayrılığı
Saçların Süpürsün Ayrılığı
130.00

“Bazen de rüyasında renk renk balıklar görür onları kayığına alırdı. Avucunun içine aldığı bu güzelim balıklara kıyamayıp onları denizdeki evlerine; ana, baba ve çocuklarının yanına geri yollardı. Bazı geceler de rahmetli eşi gelirdi Kayıkçı'nın rüyalarına. Bu güzel kadın onunla hiç konuşmadan çekip giderdi uzaklara. Kayıkçı sabah kalktığında bu rüyanın da etkisiyle eşinin güzel yüzünü canlandırırdı zihninde. Onu özlediğini hissederdi. Bir zaman sonra kendisinin de birilerinin sadece rüyasında görebileceği bir varlık olacağı düşüncesi artık korkutmaya başlamıştı onu. Fanilerden biri olmayı hiç yakıştıramıyordu kendine. Deniz, balıklar, kayıklar, kayıkhaneler, balıkçı kahvehaneleri, çalı çırpı, yosunlar, eş dost bunlar bırakılıp gidilir miydi hiç?..”

“Yılan gibi kıvrılan incecik yollar yemyeşil bir vadi boyunca köyleri birbirine bağlıyordu. Bir at arabasının zorlukla sığabildiği bu yollarda yüzyıllar boyunca neler yaşanmıştı neler…”

“Sabahki yağmurun ardından otlar, damlaları hâlâ üzerlerinden atamamıştı. Birkaç yerinden yırtık ayakkabımı çorapsız giydiğimden bu ıslaklığı daha fazla hissediyordum. Yağmur sonrası etrafta gezen salyangozlar ve güneşin çıkmasıyla çıkan buharlar buralara yazın, yeni geldiğini haber veriyordu. Gözlerim kelebek ve arıları aradı ama onları nedense göremedim. Bu ıslaklık, arılar ve kelebeklerin ortalıkta olmamasına sebep olabilirdi ama öğlene doğru güneşin etkisini daha da arttırmasıyla birlikte etraf kuruyunca onlar kendilerini göstermeye başlar diye düşündüm.”

(Tanıtım Bülteninden)

“Bazen de rüyasında renk renk balıklar görür onları kayığına alırdı. Avucunun içine aldığı bu güzelim balıklara kıyamayıp onları denizdeki evlerine; ana, baba ve çocuklarının yanına geri yollardı. Bazı geceler de rahmetli eşi gelirdi Kayıkçı'nın rüyalarına. Bu güzel kadın onunla hiç konuşmadan çekip giderdi uzaklara. Kayıkçı sabah kalktığında bu rüyanın da etkisiyle eşinin güzel yüzünü canlandırırdı zihninde. Onu özlediğini hissederdi. Bir zaman sonra kendisinin de birilerinin sadece rüyasında görebileceği bir varlık olacağı düşüncesi artık korkutmaya başlamıştı onu. Fanilerden biri olmayı hiç yakıştıramıyordu kendine. Deniz, balıklar, kayıklar, kayıkhaneler, balıkçı kahvehaneleri, çalı çırpı, yosunlar, eş dost bunlar bırakılıp gidilir miydi hiç?..”

“Yılan gibi kıvrılan incecik yollar yemyeşil bir vadi boyunca köyleri birbirine bağlıyordu. Bir at arabasının zorlukla sığabildiği bu yollarda yüzyıllar boyunca neler yaşanmıştı neler…”

“Sabahki yağmurun ardından otlar, damlaları hâlâ üzerlerinden atamamıştı. Birkaç yerinden yırtık ayakkabımı çorapsız giydiğimden bu ıslaklığı daha fazla hissediyordum. Yağmur sonrası etrafta gezen salyangozlar ve güneşin çıkmasıyla çıkan buharlar buralara yazın, yeni geldiğini haber veriyordu. Gözlerim kelebek ve arıları aradı ama onları nedense göremedim. Bu ıslaklık, arılar ve kelebeklerin ortalıkta olmamasına sebep olabilirdi ama öğlene doğru güneşin etkisini daha da arttırmasıyla birlikte etraf kuruyunca onlar kendilerini göstermeye başlar diye düşündüm.”

(Tanıtım Bülteninden)

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 130,00    130,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat