Sadreddin Konevi Kitaplığı - Tasavvuf Metafiziği

Stok Kodu:
9786055107888
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
207
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Orijinal Adı:
Miftâhü’l Gayb
%27 indirimli
125,00TL
91,25TL
Tedarikçi Stoğu 4 Adet
9786055107888
602865
Sadreddin Konevi Kitaplığı - Tasavvuf Metafiziği
Sadreddin Konevi Kitaplığı - Tasavvuf Metafiziği
91.25

Hz. Peygamber ‘Allah'ım! Bana eşyanın hakikatini olduğu hal üzere göster buyurur. Günlük meşguliyetler içerisinde ruhumuzun en derininde gizlenmiş en saklı talebimizi bundan daha iyi özetleyecek bir cümle olamazdı herhalde! 'Eşyanın hakikatini olduğu hal üzere görmek insanlığın kendini ifade edebildiği devirlerden beri aradığı idealdir. Mitolojiler üzerindeki araştırmalar bu metinlerdeki temel meselenin 'hakikati arama' olduğunu gösteriyor. Platon'un 'mağara' istiaresinin ana sorunu gölgelerle yetinmek yerine 'hakikati tanıma' cesaretini göstermenin insanı insan yapan yegâne imkân olduğuydu. Hakikati arama talebi farklı bilim ve düşünce havzalarının izlerini taşıyarak islan metafizik geleneğinde nihai formunu buldu. Bu gelenekte artık hakikat arama arzusu büyük filozoflara mahsus bir ayrıcalık değil, her bir ferdir peşinde olduğu bir 'insanlık ödevi' sayıldı. 'Hakikat' farklı bağlamlarda yeni isimler kazanarak Müslümanların-hayatının merkezine yerleşti: İnsan-Allah ilişkisinde sahih iman ve marifet, ferdi ve içtimai fiillerimiz için 'adalet', sanat ve estetik alanında ise 'güzellik' kavramı 'salt hakikat'i temsil etti. Hakikate ufaşmanın neticesi ise 'huzur' ve saadettir. Bütün bu kavramlar, varlıklarını ve gerçekliklerini 'hakikatler hakikati' Cenab-ı Hak'tan kazanarak var olurlar.

Tasavvuf Metafiziği (Miftahü'l-Gayb), büyük metafizikçi Sadreddin Konevi'nin insan-Allah ve alem ilişkilerinde 'hakikat' meselesini ele aldığı İslam metafizik geleneğinin başyapıtıdır.

- Ekrem Demirli

Hz. Peygamber ‘Allah'ım! Bana eşyanın hakikatini olduğu hal üzere göster buyurur. Günlük meşguliyetler içerisinde ruhumuzun en derininde gizlenmiş en saklı talebimizi bundan daha iyi özetleyecek bir cümle olamazdı herhalde! 'Eşyanın hakikatini olduğu hal üzere görmek insanlığın kendini ifade edebildiği devirlerden beri aradığı idealdir. Mitolojiler üzerindeki araştırmalar bu metinlerdeki temel meselenin 'hakikati arama' olduğunu gösteriyor. Platon'un 'mağara' istiaresinin ana sorunu gölgelerle yetinmek yerine 'hakikati tanıma' cesaretini göstermenin insanı insan yapan yegâne imkân olduğuydu. Hakikati arama talebi farklı bilim ve düşünce havzalarının izlerini taşıyarak islan metafizik geleneğinde nihai formunu buldu. Bu gelenekte artık hakikat arama arzusu büyük filozoflara mahsus bir ayrıcalık değil, her bir ferdir peşinde olduğu bir 'insanlık ödevi' sayıldı. 'Hakikat' farklı bağlamlarda yeni isimler kazanarak Müslümanların-hayatının merkezine yerleşti: İnsan-Allah ilişkisinde sahih iman ve marifet, ferdi ve içtimai fiillerimiz için 'adalet', sanat ve estetik alanında ise 'güzellik' kavramı 'salt hakikat'i temsil etti. Hakikate ufaşmanın neticesi ise 'huzur' ve saadettir. Bütün bu kavramlar, varlıklarını ve gerçekliklerini 'hakikatler hakikati' Cenab-ı Hak'tan kazanarak var olurlar.

Tasavvuf Metafiziği (Miftahü'l-Gayb), büyük metafizikçi Sadreddin Konevi'nin insan-Allah ve alem ilişkilerinde 'hakikat' meselesini ele aldığı İslam metafizik geleneğinin başyapıtıdır.

- Ekrem Demirli

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat