Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor

Saf - Suya Anlat

Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786052655689
Boyut:
13 x 20
Sayfa Sayısı:
360
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
280,00TL
187,60TL
Taksitli fiyat: 1 x 187,60TL
Tedarikçi Stoğu 319 Adet
9786052655689
853828
Saf - Suya Anlat
Saf - Suya Anlat
187.60

“Biz burada değiliz, yola vuran gölgeleriz,” dedi. Bu veda sözüyle yola çıktı genç Şaman Subala.

On bir buçuk hayat yaşadı. On bir buçuk hayata kaç hikâye sığar, kaç hayat yaşayınca bilgeliğe varır bir yolcu? Kaç aşk bizi kendimizle tanıştırır? Kaç kez yıkılınca tek başımıza ayağa kalkmayı öğreniriz?

İsmail Güzelsoy, nüvesini onlarca yıl önce oluşturduğu bu “yeniden” eseri Saf – Suya Anlat'ta, bilgeliğin son aşamasının; sahip çıkılmış masumiyetin ta kendisi olduğunu fısıldayan bir anlatı şöleni sunuyor okura. Yüzlerce yıl öncesinden günümüze uzanan yolları ve hikâyeleri izlerken bir yerden sonra yolun ve hikâyenin tek bir şey olduğunu gösteriyor. Saflığın doğasını, bilgeliğin sınırlarını ve tabii ki aşkın sonunun olmadığını da…

Yalnızlıkla lanetlenmiş bir karakter, tüm “unutulganlıklarımıza” karşı “hatırlatmak” göreviyle, yüzyıllar önceden kalmış bir defter yapraklarının arasından sesleniyor. Unutulganlık? Öyle bir kelime yok, ama olsun, yine de güzel.

“Anladım ki mürekkep sudur ve ben meramımı suya anlatıyormuşum hep.”

(Tanıtım Bülteninden)

“Biz burada değiliz, yola vuran gölgeleriz,” dedi. Bu veda sözüyle yola çıktı genç Şaman Subala.

On bir buçuk hayat yaşadı. On bir buçuk hayata kaç hikâye sığar, kaç hayat yaşayınca bilgeliğe varır bir yolcu? Kaç aşk bizi kendimizle tanıştırır? Kaç kez yıkılınca tek başımıza ayağa kalkmayı öğreniriz?

İsmail Güzelsoy, nüvesini onlarca yıl önce oluşturduğu bu “yeniden” eseri Saf – Suya Anlat'ta, bilgeliğin son aşamasının; sahip çıkılmış masumiyetin ta kendisi olduğunu fısıldayan bir anlatı şöleni sunuyor okura. Yüzlerce yıl öncesinden günümüze uzanan yolları ve hikâyeleri izlerken bir yerden sonra yolun ve hikâyenin tek bir şey olduğunu gösteriyor. Saflığın doğasını, bilgeliğin sınırlarını ve tabii ki aşkın sonunun olmadığını da…

Yalnızlıkla lanetlenmiş bir karakter, tüm “unutulganlıklarımıza” karşı “hatırlatmak” göreviyle, yüzyıllar önceden kalmış bir defter yapraklarının arasından sesleniyor. Unutulganlık? Öyle bir kelime yok, ama olsun, yine de güzel.

“Anladım ki mürekkep sudur ve ben meramımı suya anlatıyormuşum hep.”

(Tanıtım Bülteninden)

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 187,60    187,60   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat