Simidimde Susamsın

Stok Kodu:
9786257305990
Boyut:
16x23.5
Sayfa Sayısı:
362
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%28 indirimli
150,00TL
108,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 108,00TL
Tedarikçi Stoğu 1 Adet
9786257305990
732613
Simidimde Susamsın
Simidimde Susamsın
108.00

Bu kitap ne değildir? Bu kitap bir yemek tarifi ya da yemek tarihi kitabı değildir. Zira yemek ve mutfak kültürü özelinde bir araştırma yapmaya kalkarsanız mevcut çalışmalarda büyük oranda ya yemek tarifinin verildiğini ya da yemek tarihine odaklanıldığı rahatlıkla görebilirsiniz. Birçok farklı disiplinin inceleme alanına giren mutfak kültürü, bu çalışmada Türk sokak lezzeti ve atıştırmalığı olan simit özelinde, halk bilimi ve uluslararası ilişkiler disiplinlerinin kavramlarından hareketle disiplinlerarası bir yaklaşımla incelenmiştir. “Yumuşak güç, gastrodiplomasi, gastromilliyetçilik, meslek folkloru ve kültürel bellek” çalışmanın kavramsal çerçevesini oluşturmaktadır.

Yumuşak güç unsurlarından biri olan yemek; savaşta kazanıp masada kaybedenlerin aksine, savaşta kaybeden ülkelere âdeta yemek masasında kazanma fırsatı sunuyor. Ayrıca günümüzde er meydanında bükülemeyen bilekler, yemek masasında bükülmekte. Kalpleri ve beyinleri baskısız ve silahsız fethetme yolunun mideden geçtiği anlaşılıyor. Cezbedici bir etkiye sahip olan simit, yumuşak güç stratejisinde “Ben de varım” diyor.

Türkiye’de “En lezzetli simit, hangi ilimizin?” sorusu damak “tadı” üzerinden “tatlı tatlı” tartışılırken, “Simit gerçekte hangi topluma ait, hangi ulusun?” sorusu dördüncü güç olarak nitelenen medyada, konuyu gastromilliyetçilik zeminine taşıdı. Simidin; “saraydan sokağa, sokaktan saraya ve nihayetinde saraydan küresel pazara” devriâlemi söz konusu. Geleneksel simit ve simitçilik kapsamında Ankara simidi özelinde “yapanlar, satanlar ve tadanlar”ın belleğine başvurduğumuz bu çalışma, üretimden tüketime zengin bir kültürel birikimin mevcut olduğunu ortaya koyuyor. Simidi yapan ustalarımızın “Ellerine sağlık”, satıcılarımıza “Allah bereket versin”, tadan herkese de “Afiyet olsun”

Ankara simidi; mütevazı ama basit değil, sade ama alelâde değil… Kültürel bellekte; memur kebabı, memur tavuğu, karatavuk, kıtır tavuk, kızarmış tavuk, susamlı tavuk, kara simit, kuzu kuzu, halk keyfi, fakirin ekmeği, kazan simidi, Çorum döneri, çıtır ve dahası… Simitlerin; atası, babası, padişahı, kralı, abisi… Kara kuru ama simitlerin Leyla’sı… Çay ve ayranın ekürü, kankası… Ankara’yı özlemenin birkaç nedeninden biri… Ankara simidi; Ankara’nın kent, Türkiye’nin yemek imgesi…

Bu kitap ne değildir? Bu kitap bir yemek tarifi ya da yemek tarihi kitabı değildir. Zira yemek ve mutfak kültürü özelinde bir araştırma yapmaya kalkarsanız mevcut çalışmalarda büyük oranda ya yemek tarifinin verildiğini ya da yemek tarihine odaklanıldığı rahatlıkla görebilirsiniz. Birçok farklı disiplinin inceleme alanına giren mutfak kültürü, bu çalışmada Türk sokak lezzeti ve atıştırmalığı olan simit özelinde, halk bilimi ve uluslararası ilişkiler disiplinlerinin kavramlarından hareketle disiplinlerarası bir yaklaşımla incelenmiştir. “Yumuşak güç, gastrodiplomasi, gastromilliyetçilik, meslek folkloru ve kültürel bellek” çalışmanın kavramsal çerçevesini oluşturmaktadır.

Yumuşak güç unsurlarından biri olan yemek; savaşta kazanıp masada kaybedenlerin aksine, savaşta kaybeden ülkelere âdeta yemek masasında kazanma fırsatı sunuyor. Ayrıca günümüzde er meydanında bükülemeyen bilekler, yemek masasında bükülmekte. Kalpleri ve beyinleri baskısız ve silahsız fethetme yolunun mideden geçtiği anlaşılıyor. Cezbedici bir etkiye sahip olan simit, yumuşak güç stratejisinde “Ben de varım” diyor.

Türkiye’de “En lezzetli simit, hangi ilimizin?” sorusu damak “tadı” üzerinden “tatlı tatlı” tartışılırken, “Simit gerçekte hangi topluma ait, hangi ulusun?” sorusu dördüncü güç olarak nitelenen medyada, konuyu gastromilliyetçilik zeminine taşıdı. Simidin; “saraydan sokağa, sokaktan saraya ve nihayetinde saraydan küresel pazara” devriâlemi söz konusu. Geleneksel simit ve simitçilik kapsamında Ankara simidi özelinde “yapanlar, satanlar ve tadanlar”ın belleğine başvurduğumuz bu çalışma, üretimden tüketime zengin bir kültürel birikimin mevcut olduğunu ortaya koyuyor. Simidi yapan ustalarımızın “Ellerine sağlık”, satıcılarımıza “Allah bereket versin”, tadan herkese de “Afiyet olsun”

Ankara simidi; mütevazı ama basit değil, sade ama alelâde değil… Kültürel bellekte; memur kebabı, memur tavuğu, karatavuk, kıtır tavuk, kızarmış tavuk, susamlı tavuk, kara simit, kuzu kuzu, halk keyfi, fakirin ekmeği, kazan simidi, Çorum döneri, çıtır ve dahası… Simitlerin; atası, babası, padişahı, kralı, abisi… Kara kuru ama simitlerin Leyla’sı… Çay ve ayranın ekürü, kankası… Ankara’yı özlemenin birkaç nedeninden biri… Ankara simidi; Ankara’nın kent, Türkiye’nin yemek imgesi…

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 108,00    108,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat