Sultan (2) Mehmed'in Ölümü - Ölüm ve Hakikat Serisi 1

Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786255948489
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
200
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
260,00TL
195,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 195,00TL
Tedarikçi Stoğu 4 Adet
9786255948489
876768
Sultan (2) Mehmed'in Ölümü - Ölüm ve Hakikat Serisi 1
Sultan (2) Mehmed'in Ölümü - Ölüm ve Hakikat Serisi 1
195.00

Fatih, ölümünden bir yıl önce, Bellini'nin fırçasından çıkan meşhur portrede, farklı çehreyle karşımıza çıkar. Tabloya bakan gözler sadece bir hükümdarın değil içsel bir çöküş sürecine giren, karın ağrılarıyla başlayan ve muhtemelen kolit ya da bağırsak iltihabına dönüşen hastalığın gölgesindeki bir insanı görür. Yüzü, poz vermekten öte iç dünyanın yükü ve yaklaşan sonun habercisidir. İlk bakışta bu vakur görünümün altında, gizlenmiş bir hastalık olduğu sezilir. İşte bu insanî zaaf, Fatih'i ‘efsane' değil ‘şahsiyet' olarak görmeyi gerektirir. Derin, sessiz ve suskunluk içinde. Bakışları, imparatorluğun yüküyle baş başa kalmış ruhun yalnızlığını heceler. Fatih'in portresi, Rönesans'ın zarif çizgileriyle, tarihin görünmeyen yalnızlığını ve anlatılamayan ama hissedilebilen iç dünyayı fısıldamaktadır. Bu resim onu tarihin ortasında değil, kendi sessizliğinde bulur. Kalemlerin yazamadığını bakışlar fısıldar, kroniklerin suskun kaldığı yerde sanat konuşur ve her şey sezgisel bir katmana açılır.
Kitabın ilgi odağını çerçeveleyen ana eksen, ölümdür. Çünkü ölüm dünyanın sırlarını çözebilen ve serinkanlı kalabilen tek ciddiyettir. Kafkaesk amentüden uğultu gibi bir yankı fısıldar kulağımıza: Ölümün olduğu bir dünyada daha ciddi ne olabilir? Hiç.

(Tanıtım Bülteninden)

Fatih, ölümünden bir yıl önce, Bellini'nin fırçasından çıkan meşhur portrede, farklı çehreyle karşımıza çıkar. Tabloya bakan gözler sadece bir hükümdarın değil içsel bir çöküş sürecine giren, karın ağrılarıyla başlayan ve muhtemelen kolit ya da bağırsak iltihabına dönüşen hastalığın gölgesindeki bir insanı görür. Yüzü, poz vermekten öte iç dünyanın yükü ve yaklaşan sonun habercisidir. İlk bakışta bu vakur görünümün altında, gizlenmiş bir hastalık olduğu sezilir. İşte bu insanî zaaf, Fatih'i ‘efsane' değil ‘şahsiyet' olarak görmeyi gerektirir. Derin, sessiz ve suskunluk içinde. Bakışları, imparatorluğun yüküyle baş başa kalmış ruhun yalnızlığını heceler. Fatih'in portresi, Rönesans'ın zarif çizgileriyle, tarihin görünmeyen yalnızlığını ve anlatılamayan ama hissedilebilen iç dünyayı fısıldamaktadır. Bu resim onu tarihin ortasında değil, kendi sessizliğinde bulur. Kalemlerin yazamadığını bakışlar fısıldar, kroniklerin suskun kaldığı yerde sanat konuşur ve her şey sezgisel bir katmana açılır.
Kitabın ilgi odağını çerçeveleyen ana eksen, ölümdür. Çünkü ölüm dünyanın sırlarını çözebilen ve serinkanlı kalabilen tek ciddiyettir. Kafkaesk amentüden uğultu gibi bir yankı fısıldar kulağımıza: Ölümün olduğu bir dünyada daha ciddi ne olabilir? Hiç.

(Tanıtım Bülteninden)

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 195,00    195,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat