Tepetaklak

Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9789755453033
Boyut:
13,5 x 19,5
Sayfa Sayısı:
118
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
İnce Kapak
Dili:
Türkçe
%35 indirimli
200,00TL
130,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 130,00TL
Tedarikçi Stoğu 7 Adet
9789755453033
875792
Tepetaklak
Tepetaklak
130.00

“Düşmek... belki de yeniden doğmanın tek yoludur.”
Bir sabah uyanır gibi değil, düşe çakılır gibi başlıyor her şey. Kim olduğunu unutmuş bir anlatıcı, ne olduğunu anlamadığı bir evrende uyanıyor. Zaman, mekân ve kimlik duygusu yitmiş. Sadece tek bir şey kalmış: arayış.
Gerçekle rüya arasındaki zar incelirken, okuyucu da anlatıcının bilinç akışıyla savruluyor. Her adımda daha da bulanıklaşan dünya, metaforlar, iç hesaplaşmalar ve yer yer şiirsel bir dilin eşliğinde bir zihinsel labirente dönüşüyor. Bir kılıksız beliriyor, sonra kayboluyor. Bir şarap şişesi uzanıyor, sonra içinden bütün geçmiş fışkırıyor. Kimlikler eriyor, maskeler düşüyor, geriye sadece insan kalıyor. Yaralı, susuz, unutmuş, ama hala arayan bir insan...
Mehmet Zeki Doğan, Tepetaklak'ta sıradan bir anlatıdan çok öteye geçiyor. Bu kitap bir roman değil yalnızca; bir iç çöküşün, zihinsel bir başkaldırının, ruhsal bir uyanışın güncesi. Her cümlesiyle okuru sarsan, düşündüren, bazen de durup nefes aldırmayan bir yolculuk.
Varoluşun anlamı nedir? Düşen biri, gerçekten kaybolmuş mudur, yoksa yeni bir şeye mi doğuyordur? Ve hayat, gerçekten yaşanması gereken bir şey mi, yoksa sadece unutulması gereken bir düş mü?
Tüm bu soruların arasında, “hiçbir yerin el defteri” sizin elinizde.
Hazır mısınız? Çünkü bu kitap, sizi de kendinizle yüzleştirecek.

(Tanıtım Bülteninden)

“Düşmek... belki de yeniden doğmanın tek yoludur.”
Bir sabah uyanır gibi değil, düşe çakılır gibi başlıyor her şey. Kim olduğunu unutmuş bir anlatıcı, ne olduğunu anlamadığı bir evrende uyanıyor. Zaman, mekân ve kimlik duygusu yitmiş. Sadece tek bir şey kalmış: arayış.
Gerçekle rüya arasındaki zar incelirken, okuyucu da anlatıcının bilinç akışıyla savruluyor. Her adımda daha da bulanıklaşan dünya, metaforlar, iç hesaplaşmalar ve yer yer şiirsel bir dilin eşliğinde bir zihinsel labirente dönüşüyor. Bir kılıksız beliriyor, sonra kayboluyor. Bir şarap şişesi uzanıyor, sonra içinden bütün geçmiş fışkırıyor. Kimlikler eriyor, maskeler düşüyor, geriye sadece insan kalıyor. Yaralı, susuz, unutmuş, ama hala arayan bir insan...
Mehmet Zeki Doğan, Tepetaklak'ta sıradan bir anlatıdan çok öteye geçiyor. Bu kitap bir roman değil yalnızca; bir iç çöküşün, zihinsel bir başkaldırının, ruhsal bir uyanışın güncesi. Her cümlesiyle okuru sarsan, düşündüren, bazen de durup nefes aldırmayan bir yolculuk.
Varoluşun anlamı nedir? Düşen biri, gerçekten kaybolmuş mudur, yoksa yeni bir şeye mi doğuyordur? Ve hayat, gerçekten yaşanması gereken bir şey mi, yoksa sadece unutulması gereken bir düş mü?
Tüm bu soruların arasında, “hiçbir yerin el defteri” sizin elinizde.
Hazır mısınız? Çünkü bu kitap, sizi de kendinizle yüzleştirecek.

(Tanıtım Bülteninden)

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 130,00    130,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat