Velayet-i Fakih - Ayetullah Humeyninin Düşünce ve Pratiğinde Âyetullah Humeynî’nin Düşünce ve Pratiğinde

Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786256799790
Boyut:
13,5 x 21
Sayfa Sayısı:
286
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%37 indirimli
300,00TL
189,00TL
Taksitli fiyat: 1 x 189,00TL
Tedarikçi Stoğu 2 Adet
9786256799790
796725
Velayet-i Fakih - Ayetullah Humeyninin Düşünce ve Pratiğinde
Velayet-i Fakih - Ayetullah Humeyninin Düşünce ve Pratiğinde Âyetullah Humeynî’nin Düşünce ve Pratiğinde
189.00

Âyetullah Humeynî'nin tarihin akışını paradigmatik bir şekilde değiştiren şahsiyetler arasında yer aldığı şüphesizdir. Bununla birlikte, onu, içinde bulunduğu çağdaki diğer devrimci şahsiyetlerden ayıran temel husus, varlık bilincinin bir uzantısı olarak siyâsî bilinç ve yönelime getirdiği açıklamadır. Bu yolla o, modern dünyanın dayattığı paradigmaya karşı koyar ve İslâm'ın tüm insanlık için aslî kaynak olduğunu vurgular. Bu kaynağın temelini ise İslâmî hükümlerin başı olarak nitelediği hükümet ve bu hükümetin merkezinde yer alan meşrû idâreci oluşturmaktadır.
Âyetullah Humeynî, sömürge ve kültürel yozlaşmanın etkisindeki Müslüman halklara Büyük Osmanlı Devleti'ni hatırlatarak, bu devletin sancağı altında toplanan Müslümanların ülkelerini Batı'nın tasallutundan korumayı uzun süre başardığını, Batı'nın ancak bu devleti yıkabildikten sonra Müslümanlara hâkim olabildiğini söyler. Günümüzde ittihadın saltanatı tekrar etmekle değil, Müslüman toplumu idâre etmede hak ve sorumluluk sâhibi olan, âdil ve müttakî fakih ekseninde toplanılarak gerçekleşeceğini savunur. 1940'larda başlayan ve vefâtına dek süren mücadelesiyle Âyetullah Humeynî, Velâyet-i fakîh düşüncesini salt bir teori olmaktan çıkararak, ilâhî ve insani tercih arasındaki makası kapatıp İslâm tarihinin kesintiye uğradığı yerden yeniden akmasını sağlar.

(Tanıtım Bülteninden)

Âyetullah Humeynî'nin tarihin akışını paradigmatik bir şekilde değiştiren şahsiyetler arasında yer aldığı şüphesizdir. Bununla birlikte, onu, içinde bulunduğu çağdaki diğer devrimci şahsiyetlerden ayıran temel husus, varlık bilincinin bir uzantısı olarak siyâsî bilinç ve yönelime getirdiği açıklamadır. Bu yolla o, modern dünyanın dayattığı paradigmaya karşı koyar ve İslâm'ın tüm insanlık için aslî kaynak olduğunu vurgular. Bu kaynağın temelini ise İslâmî hükümlerin başı olarak nitelediği hükümet ve bu hükümetin merkezinde yer alan meşrû idâreci oluşturmaktadır.
Âyetullah Humeynî, sömürge ve kültürel yozlaşmanın etkisindeki Müslüman halklara Büyük Osmanlı Devleti'ni hatırlatarak, bu devletin sancağı altında toplanan Müslümanların ülkelerini Batı'nın tasallutundan korumayı uzun süre başardığını, Batı'nın ancak bu devleti yıkabildikten sonra Müslümanlara hâkim olabildiğini söyler. Günümüzde ittihadın saltanatı tekrar etmekle değil, Müslüman toplumu idâre etmede hak ve sorumluluk sâhibi olan, âdil ve müttakî fakih ekseninde toplanılarak gerçekleşeceğini savunur. 1940'larda başlayan ve vefâtına dek süren mücadelesiyle Âyetullah Humeynî, Velâyet-i fakîh düşüncesini salt bir teori olmaktan çıkararak, ilâhî ve insani tercih arasındaki makası kapatıp İslâm tarihinin kesintiye uğradığı yerden yeniden akmasını sağlar.

(Tanıtım Bülteninden)

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 189,00    189,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat