Zümrüdüanka

Stok Kodu:
9786051281384
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
74
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
9,26TL
5,74TL
9786051281384
630751
Zümrüdüanka
Zümrüdüanka
5.74

Bir gece o olmasını düşleyerek herhangi bir bedene sarıldığınızda; sıcaklığı, kokusu, nefesi bir yabancıdır oysa. Ve sarılmışken, o olmasını düşlerken, gözlerinizden birer damla yaş süzülür, anlatamazsınız hiç kimseye.

Uzun yolculuklara savurdum kendimi. Fakat kalbimi duyamayacağım kadar senden uzak bir yer bulamadım.

Beyoğlunda soğuk, sıcak gelir insana. Ay ışığının yerini almıştır sevdalıları avutan parıltılar. Kalabalığa inat herkes daha çok yalnızdır burada ve hissetmemek için kimsesizliği, asla boşaltılmaz sokaklar.

Hadi git artık. Git. Git ne olur. O güneşin doğuşundaki sırrı saklayan gözlerinin ışıltılarını dokundurmadan, yangınlarına hasret gözlerime, hiç bakmadan git

Soğuktur gece, kaskatıdır. Asil asil yağan kar kirlerini örterken insanlığın, alev alev bedenlerin yangınlarıyla gecenin karanlığı, parçalandığı keskin kristallerle kalplerde kesik kesik yaradır. Acıdıkça içten içe daha sıkı sarar ve dudaklarını dişlerinin arasına sıkıştırıp öperken nefesinden içtiği ruhudur aslında bu dansta. Yanardağ gibi titreyen bedenler, dokunuşları hançerleşmiş eller ve karın soğuğuna karışan gecenin teri Müzik susar; kar durur, zaman durur. Ruhlar ölümsüzlükte erişirken birbirlerine, kutsanırlar gecenin beyaz tülü altında bir daha ve bir daha

Islaktı aşk. Koyu kırmızıydı. Kalbinden gelip usulca süzülüyordu bileklerinden; içinde barındırdığı bütün saklı ve henüz dokundurtulmamış hayalleri ve gerçekleriyle.

Bir yerlerde rüyalarındaki oyunlarından sökülüp, büyüklerin dünyasına itiliyordu çocuklar. Oysa masumdu doğduğunda aşk. Geri dönmeyen çocukluk gibiydi. O yüzden öyle kalamadı. Başkalaştı. Kirletildi büyüdükçe.



Sayfa Sayısı: 73

Baskı Yılı: 2012


Dili: Türkçe
Yayınevi: İkinci Adam Yayınları

Bir gece o olmasını düşleyerek herhangi bir bedene sarıldığınızda; sıcaklığı, kokusu, nefesi bir yabancıdır oysa. Ve sarılmışken, o olmasını düşlerken, gözlerinizden birer damla yaş süzülür, anlatamazsınız hiç kimseye.

Uzun yolculuklara savurdum kendimi. Fakat kalbimi duyamayacağım kadar senden uzak bir yer bulamadım.

Beyoğlunda soğuk, sıcak gelir insana. Ay ışığının yerini almıştır sevdalıları avutan parıltılar. Kalabalığa inat herkes daha çok yalnızdır burada ve hissetmemek için kimsesizliği, asla boşaltılmaz sokaklar.

Hadi git artık. Git. Git ne olur. O güneşin doğuşundaki sırrı saklayan gözlerinin ışıltılarını dokundurmadan, yangınlarına hasret gözlerime, hiç bakmadan git

Soğuktur gece, kaskatıdır. Asil asil yağan kar kirlerini örterken insanlığın, alev alev bedenlerin yangınlarıyla gecenin karanlığı, parçalandığı keskin kristallerle kalplerde kesik kesik yaradır. Acıdıkça içten içe daha sıkı sarar ve dudaklarını dişlerinin arasına sıkıştırıp öperken nefesinden içtiği ruhudur aslında bu dansta. Yanardağ gibi titreyen bedenler, dokunuşları hançerleşmiş eller ve karın soğuğuna karışan gecenin teri Müzik susar; kar durur, zaman durur. Ruhlar ölümsüzlükte erişirken birbirlerine, kutsanırlar gecenin beyaz tülü altında bir daha ve bir daha

Islaktı aşk. Koyu kırmızıydı. Kalbinden gelip usulca süzülüyordu bileklerinden; içinde barındırdığı bütün saklı ve henüz dokundurtulmamış hayalleri ve gerçekleriyle.

Bir yerlerde rüyalarındaki oyunlarından sökülüp, büyüklerin dünyasına itiliyordu çocuklar. Oysa masumdu doğduğunda aşk. Geri dönmeyen çocukluk gibiydi. O yüzden öyle kalamadı. Başkalaştı. Kirletildi büyüdükçe.



Sayfa Sayısı: 73

Baskı Yılı: 2012


Dili: Türkçe
Yayınevi: İkinci Adam Yayınları
Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 5,74    5,74   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat